Üzülmeyin, iyilerimiz çok çok daha fazla!
Hiç üzülmeyin, arada bir duyduğunuz veya gördüğünüz mikropluklar koskoca bir hiçten ibarettir, üzülmenize hiç mi hiç değmez, kendinize yazık etmeyin, siz iyileri ve iyilikleri görmeye devam edin.
Yüreğimiz yanıyor, üzüldükçe üzülüyoruz, bizim kuşağımız böylesine büyük bir felâket yaşamamıştı.
Göçük altından canlı olarak çıkanları gördükçe bir nebze mutluluk yaşasak da saatler geçtikçe, yeni yeni görüntüler ortaya çıktıkça ve özellikle kaybettiklerimizin sayısı arttıkça üzüntümüz de artıyor.
Bizim bu üzüntümüz yetmiyormuş gibi bir de kötülerimiz bizi üzüyor. Hem sadece üzmüyor, fena halde canımızı sıkıyor, öfkelendikçe öfkeleniyoruz. Kimdir bunlar? Kötü niyetliler, felâket tellalları, daha da önemlisi, iyiliklere tahammül edemeyenler, iyilerimizin faaliyetlerine tahammül edemeyenler, ortaya konan güzellikleri bir türlü kabullenemeyenler.
Fakat kesinlikle üzülmeyin, çünkü iyilerimiz çok fazla hem de çok çok fazla. Kötülerin bizim canımızı sıkmalarının sebebi seslerinin teneke misali çok çıkıyor olmasıdır, yoksa kendilerinin çokluğundan değil.
Elhamdülillah, iyilerimiz öylesine çokmuş ki belki birçoğumuz bile bu kadar çok olacağını tahmin edemiyordu.
Allah’ın izniyle tahminlerimizden çok daha çabuk toparlanıp ayağa kalkacaktır bu ülke ve bu ülkenin insanı.
Arkası önü görünmeyen tır filolarının korna sesleriyle şehirlere giriş yaptığını tahayyül edin, hatta tahayyül için kendinizi zorlamayın, ekranlardan bizzat izliyorsunuzdur; Bu muhteşem tır filolarına yol kenarındaki bazı köpeklerin havladıklarını gözünüzün önüne getirin. İşte kötüler bunlardan ibarettir. Eskilerimiz buna “it ürür kervan yürür” derlerdi, deve kervanlarına kıyasla tır kervanları daha da muhteşem, köpekler ise aynı zillet içindeler.
Hatta bir tavsiyede bulunalım: Kötüleri yermek, kötülüklerini ortaya koymak adına “Bakın şunların yaptığı adiliklere” diye kendimiz sağa sola ulaştırmaya çalışmayalım, bırakın kendi küçücük çukurlarında hapsolup kalsınlar.
İyilere ve iyiliklerine odaklanın, elhamdülillah öylesine çoklar ki, her biri yüreğimizi ısındırıyor, gözlerimizi yaşartıyor. Allah’ın izniyle bunlar yayıldıkça çoğalacak dört bir yanı kaplayacaktır.
Hem göreceksiniz, aradan zaman geçip acılar birazcık olsun dindikten sonra elimizdeki en büyük hazine, sonrakilere bırakacağımız en güzel miras dilden dile dolaştırdığımız bu güzellikler olacaktır.