“Konuştuklarımız bu odada kalsın!”
“Konuştuklarımız, yaptıklarımız bu odada kendi aramızda kalsın!”
Çoğumuzun günlük hayatında böylesi zamanlar ve zeminler olur, söylediklerimizin veya yaptıklarımızın dışarıya çıkmasını istemeyiz. Niçin? Ya doğruluğundan tam emin değiliz veya doğruluğundan emin olsak bile dışarıdakiler bunu kabullenmeye hazır değiller. Ortaya izahı imkânsız veya güç bir dengesizlik çıkacak, bir tutarsızlık çıkacak, onun için en iyisi her şey kendi aramızda kalsın.
Sözü dolaştırdığımın farkındayım, aslında şu günlerde olup bitenleri “Kapalı devre Müslümanlığı, Oda Müslümanlığı” diye bir başlık altında değerlendirmek istiyorum, biliyorum bu konu ciddi sosyologların işi ama müsaadenizle biz de şöyle ucundan girmeye çalışalım.
Bir odada toplanmışız, İslam adına sevdiğimiz, bağlandığımız bir zatın kitabından okuyoruz, hepimiz dikkatle dinliyoruz, orda olmayan sevdiğimiz o kişinin ismi anılınca bazılarımız cezbeye geliyor, coşuyor. Fakat dışarı çıktığımızda o bizim abarttığımız ağabeyin ismi esamesi okunmuyor, dışarının gündeminde hiç böyle birisi yok.
Veya o odada dinlediğimiz, vuku bulduğuna inandığımız bir takım menkıbe ve olayları, daha da önemlisi “İslam’dandır” diye öğrendiğimiz görüşleri ve fetvaları dışarıda birilerine anlatmak ve inandırmanın imkânsızlığını çok iyi biliyoruz. Bunu denemeye kalktığımızda kendi çapımızda travmalar yaşıyoruz.
Bugün bir takım İslami çevrelerde yaşananlar budur, “Kapalı Devre veya Oda Müslümanlığının” açık alanlara çıkarılmaya çalışılmasıdır.
“Açık alanlarda giden bir İslam”
Açık alanlarda giden, sadece bizden birilerinin kulağına fısıldayabileceğimiz değil, her zaman ve her yerde bizim hem söylemimiz hem hayat tarzımız olan bir İslam.
Çünkü İslam diğer bütün dinlerin ve düşüncelerin üzerine zahir olmak üzere gönderilmiştir.
“O (Allah’tır ki, Rasûlünü bütün dinler üzerine zahir ve galip gelmesi için hidayetle ve hak dinle göndermiştir, varsın müşrikler istemesin” (Tevbe 33, Fetih 28, Saff 9)
Üç ayette tekrarlanan bu “zahir” kelimesi; üstün olmak, galip ve muzaffer olmak ve özellikle apaçık olmak gibi anlamları ihtiva eder.
Korkmayın, İslam’ın el içine çıkarılamayacak, odalarda kalması ve gizlenmesi gereken, savunulması zor hiçbir yanı yoktur, yeter ki sahih kaynaklarından öğrenelim.
Veya İslam adına dışarıda söyleyemeyeceğiz, dışarıda yapıp gösteremeyeceğimiz şeyleri söylemeyelim, yapmayalım, biliniz ki onlar İslam değildir.
O halde lütfen konuştuklarımız ve yaptıklarımız bu odada kalmasın.
Unutmayalım ki İslam Ezan kadar zahirdir, Ezan kadar açıktır, muzafferdir, galiptir ve yücelerdedir.