• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Hatta her an ölebilirsin, ama yaşasan yaşasan en fazla bir yıl” dedi doktorlar.

Hasta olduğunu duyduğum ve nasılsın diye durumunu sorduğum dost böyle deyince üzülmekle birlikte şaşırdım ve ürperdim.

“Açıktan yüzünüze böyle mi söylediler yoksa çocuklarınıza söylediler de onlardan mı öğrendiniz” dedim.

Çekinmeden bana söyleyin diye ısrar edince söylediler” dedi. Ben yine de kendisine Allah’tan uzun ömürler dileyerek moral vermeye çalıştım.

Kısa zamanda öleceğini öğrenen bir insanın bunu nasıl kabulleneceği konusu çocukluğumdan beri beni çok düşündürmüştü.

Fakat bu dostumuz benim içinden çıkılmaz düşüncelerimi öylesine değiştirdi ki. Her şey bir yana yüzünde öyle bir tebessüm vardı ki hiç bir tebessüme benzemiyordu. Allah’tan razı olmanın, Allah’ın hükmüne teslim olmanın ne demek olduğunu ancak bu kadar net görebilirdiniz. Günlerini ibadetle, dostlarını ziyaretle, birilerine iyilik yapmakla geçiriyordu.

Şu da bir başka teyzemiz; kalp hastalığı ortaya çıkan birisinin yüzüne; “Oh oh, ne iyi” demiş. Şaşırıverdik, “Allah Allah, bunu hastanın yüzüne böyle mi söyledin” dediğimizde “evet, ne güzel bir şey, hiç sürünmeden, ele avuca kalmadan, kimseye yük olmadan birden ölüyorsun, ne güzel bir şey” dedi.

Nedense gerek doktorlar gerek neticeyi öğrenen yakınları, insanımıza kalan eceliyle ilgili haberleri vermezler ve böyle olması gerektiğine inanırlar.

Kimin ne zaman öleceğini elbette Rabbimiz bilir ama en azından “doktorlar böyle söylüyor” şeklinde akıllı insanımızın haberdar edilmesi gerekmez mi?

Tamam, her şeyi bu dünyadan ibaret zanneden, hayatı hazdan, hızdan, keyif ve lezzetten ibaret zanneden zavallılara yakında öleceklerini söylemeyin, varsın biraz daha aynı şekilde devam etsin. Ama bu bile yanlıştır, belki yakında öleceği haberini aldığında hayatını değiştirme ihtimali vardır.

Fakat inanan insanımız bu durumdan mutlaka haberdar edilmelidir. Çünkü onun yapabileceği çok şeyi vardır.

Daha önce de yazmış olduğum bir başka hatıra ile bitirelim. Şu çok yaygın olan kalın bağırsak ameliyatı geçiren bir kardeşimiz, alınan bağırsağından bir parçası Patolojiye gönderilmiş, kanser olup olmadığı neticesi bekleniyor. Kendisi oldukça sakin olmasına rağmen eşi korku ve heyecanla neticeyi beklerken, kardeşimiz;

“Hanım, biliyor musun, biz zaten on beş sene fazladan yaşıyoruz. Hatırla, bundan on beş yıl önce bir gece Pkk suikast düzenlemiş hatta kesin öldüğümü zannettikleri için haber yapmışlardı. Yani biz o günden beri fazladan yaşıyoruz...”

Kitaplardan okumak, vaazlardan dinlemek değil de ölümü böylesine yakın görüp kabullenen ve teslim olanları bizzat görüp dinlemek insana çok şey kazandırıyor.

Kusura bakmayın, çamura dönmüş siyasi ve sosyal gündemin bataklığına girmeye içim el vermiyor.