Ağabey, biz şimdi kimden yanayız?
Hiç fark etmez, kimden yana olursak olalım, neticede kaybedenlerden yana olmuş olacağız.
Hani anlatılır ya, anası oğluna dert yanıyormuş; “Oğlum, bir zamanlar evde kaynanaların sözü ve hükmü geçerliydi, maalesef ben o zaman gelindim. Sonra zaman geçti kaynanaların hükmü bitti, gelinlerin sözü geçer oldu, o zaman da ben kaynana olmuştum” der. Zavallı kadın; elbet bu günler de geçer, bir gün biz de kaynana oluruz diye boşuna beklemiş.
Yaşadığımız coğrafyada öyle bir konumumuz var ki, ister Rusya kazansın, ister ABD ve Batının başını çektiği blok kazansın her halükarda kaybeden biz olacak gibiyiz.
Savaş enerjiyi vuruyor, petrol ve doğalgazı vuruyor, başta buğday olmak üzere hububat ambarı durumundaki Ukrayna’yı vuruyor ve bizi vurmuş oluyor.
Daha da önemlisi mart ayıyla birlikte dört gözle beklediğimiz Rus ve Ukraynalıların ağırlıklı olduğu turizm mevsimini de bir anlamda boşa beklemiş! olacağız.
“Ağabey, biz şimdi kimden yanayız, kimi tutmalıyız?” diyen insanımız bu soruyu sormakta haklı, ne diyeceğimizi şaşırmış durumdayız.
Bir tarafta bize karşı yükümlülüklerini hiç bir zaman yerine getirmeyen, her zaman bu ülkenin düşmanlarını koruyup kollayan, güneyimizden, batımızdan ve içerideki sayısız üsleriyle kuşatmış bir NATO var. Ukrayna dolayısıyla galip geldiği anda bundan sonra bizi Karadeniz’den yani kuzeyimizden de kuşatmış olacak. Göreceksiniz, Rusya’ya uygulanacak her türlü ambargo ve yaptırım ciddi anlamda bizi de etkileyecek.
Gelelim Rusya’nın galibiyetine. Görebildiğimiz kadarıyla Türkiye insanı büyük bir çoğunlukla bunu hiç istememekte, Türkiye için bunda hiçbir hayır görmemektedir.
Evet, söyleyin ağabeyler biz şimdi kimden yana olalım? Gardaşımız Azerbaycan Rusya’dan yana, canımız kadar sevdiğimiz Çeçenler asker olarak Rusya’nın saflarında çarpışmalara girmiş bile, uzaklardaki dostumuz Nikaragua Rusya’dan yana.
Rabbimiz, İslam Ümmetini ve bütün ezilmiş kesimleri artık zalimlerin ve müstekbirlerin şerlerinden muhafaza buyur, rahat bir nefes almayı bizlere nasip eyle!