• DOLAR 34.567
  • EURO 36.167
  • ALTIN 2967.683
  • ...

Bugünkü geldiği noktada Batı için hiç bir şey hayâsızlık kadar kutsal olmamıştır.

Her şeylerine dokunabilirsiniz, her şeylerine zarar verebilirsiniz, az çok tahammül edebilirler ama hayâsızlıklarına asla söz edemezsiniz, dokunamazsınız,.

Bakmayın Batı Medeniyeti adına bazı şeyleri bayraklaştırdıklarına, Batı için hiçbir bayrak utanmazlık, iffetsizlik bayrağından üstte duramaz.

“İnsan Hakları” diye yırtınıp durdukları şeylerin başında da zina hakkı(!), fuhşiyat hakkı(!) gelmektedir.

Yazıya dökülmüş olmasa da dünyaya ihraç etmek için çırpındıkları demokrasilerinin birinci maddesi de iffetsizliktir, hayâsızlıktır.

İhraç ettikleri ülkelerde demokrasi denilen meretin uygulanıp uygulanmadığını ölçerken dikkate aldıkları başta gelen ölçü, örtüsüzlüktür, edepsizliktir, terbiyesizliktir, nikâhsızlıktır.

Eğer bir ülkede bunlar yoksa Batıya göre o ülkede demokrasi yoktur, geri kalan her şey teferruattır.

Utanmazlık, hayâsızlık elbette sadece Batı insanına has bir durum değildir. Şeytanın var olduğu her yerde utanmazlık, hayâsızlık da vardır.

Çünkü şeytanın en büyük özelliği, fuhşiyatı emrediyor olmasıdır, Kitabımız şeytanı hep böyle tanıtır bize.

Dolayısıyla kötülükler tarih boyu hep olagelmiştir, bunun şaşılacak bir yönü yoktur, fakat bizim ifade etmeye çalıştığımız husus, bugün Batıdaki kadar devletleşememiş, temsil noktasında böylesine yükselip güçlenememiştir.

Ve onun karşısında dikilen “Hayâyı İmandan” sayan bir İslam var.

Ve “Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen, kendisini Allah’ın terbiye ettiği hem de en güzel bir şekilde terbiye ettiği, yüzü bir genç kızdan daha çabuk kızaran” bir Peygamber var.

Ve o Peygamberin Ümmeti var.

Bırakın başka teferruatları, aslında Batı ile İslam Ümmeti arasındaki savaş iffetle hayâsızlığın savaşıdır.

Müslüman bu savaşı verirken öylesine dikkatli olmalıdır ki, insanları hayasızlıktan sakındırmaya çalışırken hayasızlığın kötü bir şey olduğunu ortaya koymak için olsa bile hayâsızlığı tasvir edemez, tarif edemez, olduğu gibi nakledemez.

Son olarak İzmir’de sergilenen iffetsizlik ve küstahlığı kınamak ve lânetlemek için bile olsa görüntülerin tekrarlanmasını bile kabullenmediğimizi belirtmeliyim.

“Şüphesiz ki müminler arasında fuhşiyatın yayılmasını isteyenler var ya, onlar için hem dünyada hem de ahirette azap vardır, Allah bilir siz bilemezsiniz” (24/19)

Huntigton’un söylediği medeniyetler savaşı da bu savaştan başka bir şey değildir.