• DOLAR 34.553
  • EURO 36.154
  • ALTIN 2967.62
  • ...

Muhacirlerin Efendisidir Efendimiz (s.a.v)!

Mekke’den Medine’ye hicretinin dün 1443. yıl dönümüydü, kutlu olsun.

Onun hicreti yeryüzü için bir diriliş, büyük bir devrimdir. Zaten bu sebeple hicreti kendimiz için yılbaşı olarak kabul ettik.

Hicret hakkında çok şey yazılıp söylenmiştir, söylenmeye de devam edecektir. Müsaadenizle bir de şu açıdan bakıp değerlendirelim:

Hicreti bir devrim ve diriliş yapan şey hicret edendir. Yani hicret edenin yanında götürdüğü değerdir, hazinedir.

Buna bir de hicret edilen yerin elverişli olmasını eklerseniz, işte size bir devrim, bir diriliş.

Allah’ın Rasûlü (s.a.v) Medine’ye Allah’ın Nurunu, vahyini götürmüştür, kendisinden önce söz konusu hazineyi Mus’ab bin Umeyr’in (r.a) götürdüğünü unutmayalım.

Demek istiyorum ki, gittiğiniz yere eli boş değil de dolu dolu, yanınızda erdemle, faziletle gidiyorsanız iyi biliniz ki orada çok büyük değişiklikler olacaktır.

Hicreti hicret yapan da budur. Sahabe-i Kiram nereye gitmişlerse Vahiy ile Allah’ın nuruyla gitmişlerdir.

Yusuf Aleyhisselm aynı şekilde sahip olduğu bu hazineyle Mısır’a varmış ve söz konusu devrimi ve dirilişi yapmıştır.

Aynı şekilde Havariler de Hz. İsa Aleyhisselam’dan aldıkları o kutlu hazineyi taşımışlardır gittikleri yere.

Eğer gittiğiniz yere eliniz boş gidiyorsanız, yanınızda hiç bir erdem, hiç bir hazine götürmüyorsanız, başınıza gelecek şeyi söyleyeyim; erimek, yok olup gitmektir.

Zaten böyle bir durumda yaptığınız şeyin adı hicret değil sıradan bir göçtür.

Hepimizin şahit olduğu gibi iltica, sığınma, göç konusu günümüz dünyasının ve özellikle Müslümanların en önemli meselesidir. Bizler olaya hep iyimser açıdan bakarak “hicret, ensar, muhacir” ölçüleriyle değerlendirmeye çalışsak da önemli olan bu insanların sahip oldukları erdemlerdir, gittikleri yere ne götürüp götürmedikleridir.

Donanımsız göçmenleri uzun vadede bekleyen en büyük tehlike vardıkları yerde zamanla eriyip kaybolma tehlikesidir.

Özellikle Batının yeryüzünün en büyük bataklığı olduğu, içine aldığını yutup erittiğini unutmayalım.