Diyelim ki hesap tamam, cennete doğru gidiyoruz
Mahşer yerindeyiz, bütün hesaplarımız görüldü, sonunda cennete doğru yol alanların arasına biz de katıldık.
Henüz gerçekleşmemiş ama bir gün gerçekleşeceğine inandığım şeyleri sık sık gözümün önünde canlandırmaya çalışırım.
Mademki Allah (cc) insana bir tahayyül gücü vermiş, o halde bu gücü kullanacağımız yerlerin başında bu gibi şeyler geliyor olmalıdır.
Dikkat ederseniz kıyamete, mahşere, dirilişe, cennet ve cehenneme dair Kur’an’daki tasvirlerin tamamı tahayyül için öylesine uygundur ki.
Buyurun o sahnelerden birini birlikte tahayyül edelim.
Diyelim ki mizanda hesabımız görüldü ve cennet ehliyle birlikte biz de cennete doğru gidiyoruz. O ana kadar kendimizden başkalarını düşünmek hiç aklımıza gelmedi, zaten gelemezdi ki. Öyle ya, babanın evlattan, evladın babadan anneden, kardeşin kardeşten kaçtığı o dehşetli anda birilerini düşünmenin imkânsız olduğunu zaten Kitabımız da haber veriyor.
Fakaaat,.. O dehşetli manzaradan kurtulduktan sonra zannedersem aklımıza ilk gelecek olanlar evlatlarımız, anne babamız, kardeşlerimiz olacak. Gözlerimiz ilk fırsatta onları arayacak öyle değil mi?
Allah korusun, bütün aramalarımıza rağmen canımız ciğerimiz yavrularımızı cennetliklerin arasında göremediğimizi düşünelim. Dilimiz varmıyor söylemeye ama onların o anda cehennemlikler arasında olduğunu öğrendiğimizi farz edelim.
Evet, dünyada adeta onlar için yaşadığımız, onlar için çırpındığımız, bağrımıza basıp kokladığımız, üzerlerine toz kondurmadığımız yavrularımızı cennette görememek nasıl olur acaba? Ve aynı şekilde anne babalarımızı ve kardeşlerimizi de.
Söyler misiniz, hiç tahammül edilebilecek, kabullenilecek bir şey midir bu?
Bütün bunları duygusal bir şeyler söylemiş olmak için dile getirmiyorum.
Hani şu “Rabbenağfirlî…” diye hepimizin bildiği bir duamız var ya İbrahim Suresinin 40,41 ayetleri;
“Rabbim, beni de zürriyetimi de namazı dosdoğru kılanlar eyle.
Rabbimiz, duamızı kabul buyur. Rabbimiz, hesap günü kurulduğunda beni de annemi babamı da, bütün müminleri de mağfiret eyle!”
Şu mübarek günlerde, şu iftar vakitlerinde evlatlarımız için dua edelim ve dua ederken bu sahneleri gözümüzün önüne getirelim.
Biliyorum, bütün anne babalar evlatları için dua ediyor. Fakat bakıyorum da dualarında şu anlattığım gerçeklerin sancısı ve kaygısı hiç yok. Sınavlarına dua ediyoruz, diplomaları için dua ediyor, kazançları için dua ediyoruz, evlilikleri için dua ediyoruz, sağlıkları için, ayaklarına diken dahi batmaması için dua ediyoruz.
Geliniz, dualarımızı birazcık olsun değiştirelim.