Kemalizm Varsa Darbe de Vardır

Çünkü Kemalizm’in bizzat kendisi darbe demektir, hem de bu millete karşı yapılmış bir darbedir, bir dayatmadır.

Soruyoruz; bu millet özgür iradesiyle ve oylayarak mı benimsemiştir bu resmi ideolojiyi?

Hangi oylamayla, hangi referandum neticesinde Kemalizm bu ülke insanının benimsemek mecburiyetinde olduğu bir ideoloji olmuştur?

Hangi oylamayla anayasanın asla değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddeleri haline gelmiştir?

Kemalizm sadece ilk başında değil bugüne kadar da darbelerle sürdüre gelmiştir varlığını.

Defalarca tekrarladık; bu ülkede bütün darbeler Kemalizm adına yapılmıştır, böyle giderse aynen bu şekilde devam edecektir.

Siz demiyor musunuz bu anayasa darbe anayasası diye? Bunun bir anlamı da “darbelerle ayakta duran, darbelerle varlığını sürdürebilen bir anayasa” demektir.

Kusura bakmayın bugün darbe bildirisi yayınlayan 103 emekli amiral gücünü ve dayanağını da buradan almıyor mu?

Belki garibinize gidebilir ama böyle bir durumda bu amirallerin yaptığının hiç de şaşırılacak bir tarafı yoktur. Adamlar kendilerine göre anayasal bir görevi yerine getiriyor.

Her ne kadar iktidar cenahı bunun bir suç, bir darbe iması olduğunu, halkın iradesiyle iş başına gelmiş yönetime karşı çıkmak anlamına geldiğini söyleyerek ateş püskürseler de onların dayanaklarını, bahanelerini lütfen göz ardı etmesinler.

Şu husus asla unutulmamalıdır ki, Kemalizm darbeden başka bir yolla asla varlığını sürdüremez. Kemalizm halka karşı yapıldığı için asla halkın iradesine başvuramaz. Yani Kemalizm için tek yol darbedir.

15 Temmuz göz önüne alındığında ülke insanının artık darbelere eyvallah etmeyeceği güvencesi olsa da Kemalist Darbe ihtimali hiç bir zaman geçmemiştir, bundan sonra olacaklara ne kadar karşı konulur bilemeyiz.

Bu konuda bütün sorumluluğu mevcud iktidara yıkmak ne kadar doğrudur bilemeyiz.

Bildiğimiz bir şey vardır ki bu milletin en büyük imtihanı Kemalizm’ledir. Bu millet ve bu milleti yönetenler ciddi anlamda Kemalizm’le hiç bir zaman yüzleşmemiş, yüzleşememiştir.

Ufukta da böyle bir yüzleşme göremiyoruz. Acaba niyetlerinde böyle bir şey var mı? Bilemiyoruz.