• DOLAR 34.586
  • EURO 36.298
  • ALTIN 2988.358
  • ...

“Omuzlarından konuşma be, ağzından konuş!” demişti generallikten emekli bir milletvekiline rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti.

Memleketi Akseki’de üç yıl ilçe müftüsü olarak görev yapmıştım, sıkça bir araya gelir hatıralarını dinlerdim. Bir dönem Adalet Partisi’nden milletvekili olmuştu, onunla birlikte aynı partiden milletvekili olan emekli bir general hâlâ kendisini komutan zannederek Serdengeçti’ye tepeden komut vermeye yeltenince rahmetli bu şekilde haddini bildirmişti.

Bazı durumlarda devlet bir insan oluverir veya bir takım insanlar doğrudan devleti temsil ederler. Her ne kadar devleti kutsayan bir kesim tarafından el üstünde tutulsa da, bu rejimden çok çeken Müslümanlar her daim soğuk ve mesafeli karşılarlar bu tipleri.

Bunlar bir anlamda bunun için görevlendirildikleri için “ben devletim” demelerini fazla bir yadırgamayız. Yani bunların baştan beri tabanları olmadığı için bir şey kaybetmeleri söz konusu değildir.

Fakat insanların oylarıyla bir yerlere gelenler, insanlardan aldıkları güçle, onların vekâletini yerine getirenler belirli bir zaman sonra “ben devletim” demeye başlamışlarsa iyi bilsinler ki tabanlarını kaybetmişlerdir, kendilerine vekâletname veren insanlar artık onların arkasında değildir ki onlar kendilerine bir başka güç ve dayanak bulmaya çalışıyorlar demektir.

Hele bir de, yıllar yılı zulmetmekte olan bir rejime karşı mazlumların haklarını almak üzere bir yerlere gelenlerin “ben devletim” demeye başlaması, omuzundan konuşmaya başlaması ne acı bir şey öyle değil mi?

Daha da acı olan, bir takım suçlulara, suç odaklarına karşı mücadele ederken bu “ben devletim” diliyle konuşanlar var ya, unutulmasın ki karşısındakileri masumlaştırmaktadır, velev ki onlar suçlu olsalar bile.

Türkiye’de Müslümanların bu rejime karşı verdikleri mücadelenin başında tesettürün geldiği hiç kimse tarafından inkâr edilemez. Dindar kitleler kendileri adına bugün birilerini seçmişlerse, vekâlet vermişlerse, bir yerlere getirmişlerse başta tesettür olmak üzere Müslümanca bir hayat yaşayabilmek için yapmışlardır bunu.

Fakat bugün birileri bunu unutmuş gibi görünüyor ve “ben devletim” diliyle konuşuyor. Şöyle bir bakın, maşallah Tesettürlü Generalleri andırıyorlar. Gerçi bununla iftihar edenler yok değil.

Bize soruyorsanız, biz dehşete kapılıyoruz bu görünümden.

Biz sizin zalim yönetimlere meydan okuduğunuz günlerinizi özlüyoruz, biz sizi öyle sevmiştik.

Şu günlerde biraz Tevrat üzerinde çalışıyorum. Bir şey çok dikkatimi çekti. Rableri İsrailoğullarını sık sık uyarıyor; “Dikkat edin, bir zamanlar siz de esirdiniz, siz de mazlumdunuz, yersiz yurtsuzdunuz, mazlumları, yoksulları unutmayın.”

Ne diyorsunuz, biz o mazlumiyet merhalesini atlattık mı diyorsunuz?