• DOLAR 34.612
  • EURO 36.434
  • ALTIN 2932.06
  • ...

“Hocam hayırdır, geciktiniz?” dedi arkadaşlar, bir program için vardığım şehirde. Ben de;

“Uçağımız havada arızalandı, kaptan da sağ tarafa müsait bir yere çekti, biraz uğraştı arızayı giderdi ve yolumuza devam ettik” dedim, gülüştük.

Türkiye uçağı da çoktandır gökyüzünde dolaşıp duruyordu, inmek için kendisine güvenli bir hava limanı bulamadı. Her ne kadar bazı hava limanlarına iniş için alçalmışsa da bir türlü yapamadı, hepsinde de pas geçti.

Malumunuz, üzerinde en çok manevra yaptığı hava limanı Moskova’ydı ama söylediğimiz gibi bir türlü güven vermiyordu.

Başta savunma sanayi, petrol, doğalgaz, nükleer enerji, ticaret ve turizm konularında Moskova ile çok konuda iş birliği olsa da Suriye, PKK, Libya, Akdeniz gibi konularda tamamen karşı cephede duruyordu.

Başka nereye inebilirdi Türkiye uçağı? İslam kardeşliği adına Arap dünyasının hava limanı da gündemde vardı. Fakat Arap krallarıyla belki yüz yıldan bu yana hiç bu kadar zıt kutuplara düşülmemişti.

Ve kaptanımız sonunda anonsunu yaptı;

“Dikkat, sayın yolcularımız, Avrupa’ya inişe geçiyoruz, şimdi yerlerinize oturun, kemerlerinizi bağlayın, koltuklarınızı dik tutun.”

Bu anonsa bizim de ufak bir ilavemiz olsun; “Aman sıkı tutunun, savrulmayın, biliyoruz çoktandır başınız dönüp duruyordu nereye ineceğiz diye, dönüp dolaştık ve yeniden Avrupa hava limanının üzerine gelmiş bulunuyoruz. Bundan sonra ağzınızdan çıkacaklara dikkat edin. Avrupa’ya iniş yapıyor olmanın bazı bedelleri vardır. Özellikle akredite beyefendilerin uyacağı kurallar vardır. Mesela aşağıya inince Macron diye biriyle karşılaşacaksınız, ondan da önce sizi Merkel karşılayacak, demem odur ki ağzınızdan çıkacaklara dikkat edin.

 Mesela sizin şu günlerde dilinizden düşürmediğiniz Yasin Börü’yü Avrupa hiç tanımaz, bilmez. Avrupa Selahattin Demirtaş’ı tanır, Osman Kavala’yı tanır, Ahmet Altan’ı tanır. Siz de bu gibi şeylere dikkat edin. Boş yere Bülent Arınç ağabeyinizin üzerine çullandınız ve üzdünüz, adam uçağımızın nereye ineceğini biliyor ve ona göre konuşuyormuş.”