Hiç Kimse Davet Listemizin Dışında Değildir
Müftü olarak görev yaptığım ilçenin en bilinçli komünist öğrencisiymiş, lisedeki diğer öğrencilere aşılayan da oymuş. Yakınlık gösterdim ve sonunda müftülüğe çay içmeye davet ettim. Uzun ve etkin bir sohbetimiz oldu. Bu komünist gençten daha çok bizi öteki odalardan dinleyen görevli ve imamların şaşkınlığı dikkatimi çekti. Genci yolcu ettikten sonra odama doluştular, hiç böyle bir sahne ve sohbetle karşılaşmadıklarını hayretle söylediler, sonunda birisi;
“Hocam, ben bu genci iyi bilirim, ailesini de bilirim, bunlar asla Müslüman olmaz” dedi. Biraz sustum ve sohbetimi bir şerit gibi gözümün önünden geçirdim;
“Tamam, Müslüman olmayabilir. Amma artık ondan komünist de olmaz” dedim. Nitekim öyle de oldu.
Şunu demek istiyorum; belki yüzde yüz kesin sonuç alamazsınız ama Allah Teala sizin davetinizi asla zayi etmeyecektir.
Davet listesinden söz ediyoruz, onun için aktardım bu hatırayı. Bir insan yaşıyorsa, nefes alıyorsa o Müslüman davetçinin muhatabıdır. Medine’de ara sıra Rasûlullah’a hizmet eden bir Yahudi çocuğu vardı, Efendimiz çocuğun ağır hasta olduğunu duydu, yanına bir kaç sahabe alarak ziyaretine gitti. Vardığında çocuk son anlarını yaşıyordu, Allah’ın Rasûlü(s.a.v) çocuğu kelime-i şehadet getirmeye, İslam’a davet etti. Çocuk babasına baktı, babası da başıyla onay verdi; “Ebu’l Kasım’a (s.a.v) uy” dedi, çocuk kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu ve o şekilde can verdi. Efendimiz Aleyhisselam da bu çocuğa hidayet nasip eden Rabbine hamdetti.
Önce şunu belirtelim ki bizler davetçiyiz, İslam davetçisi. Liyakat ayrı bir mesele ama aklımız erdi ereli kendimizi hep böyle nitelemeye çalıştık.
Öyle ya, Müslümanların hakimi, savcısı, yöneticisi olamadığımıza göre, Müslümanların âlimi, fakihi, müftüsü, müfessiri muhaddisi olmanın da öyle kolay bir şey olmadığına göre yapabileceğimiz en uygun görev davettir.
Her ne kadar ulema davetçi olmak için de bir takım şartlar ileri sürmüşse de herkes alâ kaderi’l imkân bu işi yapabilir yani herkes dininin davetçisidir.
Şu davet meselesinde acizane benim bir tespitim ve tavsiyem var; muhatabımızın İslam’a gelmesini yürekten arzu etmek, onun İslam’a girdiğini tahayyül ederek mutluluğu ondan önce hissetmek. Tabi bunun için Rabbimize yalvarmaktır.