• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Aklımın erdiği altmışlı yıllardan beri şu resmi bayram günleri geldiğinde beni bir sıkıntı basar. Elbette sadece beni değil, bütün dindarları, İslami kimliğe sahip herkesi.

Çünkü o günler Kemalistlerin İslam’a saldırdığı, Müslümanlara hakaret ettiği günler oldu hep.

Sanki bu ülkeyi işgal edenler batılılar değildi, Fransızlar değildi, Yunanlılar değildi, İngilizler ve İtalyanlar değildi. Söz konusu bu bayramlarda atılan nutuklarda onların isimleri fazla bir geçmezdi.

Ağızlarından her ne zaman “Kurtuluş Savaşı” çıksa “İslam’dan ve Müslümanlardan kurtuluş” demek isterlerdi.

Bu ülkenin dindar insanları tedirgin bir halde Kemalist büyükbaşların törenlerde yapacakları konuşmaya, verecekleri demeçlere dikkat ederlerdi.

Resmi ideolojinin bu sahtekar ve yalancı nutukçuları öyle bir Kurtuluş Savaşı, öyle bir Sakarya ve Dumlupınar anlatırlardı ki; sanki ülke işgalden kurtulurken cami cemaati bu savaşa katılmamış, camilerinden dışarı çıkmamış, dindarlar tekkelerine ve zaviyelerine kapanmış, medrese öğrencileri derslerini bırakıp kafalarını dışarı çıkarmamış, kısacası bu ülke batının istilasından kurtulurken Anadolu’nun dindar insanı uzaklardan izlemişler.

Peki, kim kurtarmış? Kim olacak, meyhanelerden, kumarhanelerden koşuşanlar, stadyumlardan boşalanlar, okey salonlarından fırlayanlar!  

Başka kim kurtarmış? Omuzlarında cepheye top taşımak üzere sinemalardan, kuaförlerden, balelerden, dans ve güzellik salonlarından koşup gelen bayanlar kurtarmış bu vatanı!

Durum böyle olunca söz konusu bayramların yıl dönümlerinde konuşma hakkı, yazıp çizme hakkı da bu savaşları kazanan(!) bu beyler ve bu hanımefendiler oluyor.

Mesele böyle olunca İslami kimliğe sahip hiç kimse sonradan Kemalist boya vurulmuş bayramları ve kutlamaları hiç sevmemiş hep soğuk ve uzak durmuştur.

Siyasette yavaş yavaş söz sahibi olduklarında ellerinden geldiği kadar iştirak etmemeye çalışmışlar. Bu arada hem dindarların, hem Kemalistlerin gözü onların üzerinde olmuş, bugün bu durum hâlâ devam etmektedir.

Bizim açımızdan işin bir başka acı yönü, bu savaşları yapan ve canlarını feda edenler bu toprakların dindar insanları olmasına rağmen sonradan Kemalizm’le kirletildiği için onlara da doya doya rahmet okuyamamaktır.

Onun için, özellikle şu son savaşlarda bu toprakları kâfir batılıların cenabet ayaklarının altında çiğnenmekten kurtaran o güzel Müslümanları rahmetle yâd ediyoruz.

Onların kurtardığı bu ülkeyi daha sonra Batılı işgal sürülerine benzetmek için uğraşan, hatta katliamlar yapanlara gelince...