Önce Kemalizm sonra Korona vurdu
Bu hoca Kemalizm’e kafayı iyi taktı, yine ne istiyor Kemalizm’den, ne alakası var korona ile Kemalizm’in diyeceksiniz, biliyorum. Dinleyin.
Diyarbakır Çınar’dan sevgili kardeşim güzel Müslüman Fesih Güler şu anda koronadan dolayı yoğun bakımda uyutulmakta, dualarımızı bekliyor, Rabbim acil şifalar versin.
Haberi aldığımda içime ayrı bir ateş düştü. Çünkü bu güzel Müslümanın ayrı bir durumu vardı, böbrekleri iflas etmişti. Yedi yıllık zindan hayatından önce üç ay işkence görmüş ve bu esnada böbrekleri tamamen mahvolmuştu. Yine kendisi gibi fedakâr ve güzel Müslüman ağabeyi Nuri Güler ona bir böbreğini vermişti.
Nakil öncesi ve sonrası hiç de kolay geçmemişti, sayısız ilaçla hayatını sürdüren Fesih kardeşimizi maalesef Kemalizm’in zulmünden sonra şimdi de korona belası vurmuş durumda.
Her birine defalarca misafir olduğum Güler ailesi bütün fertleriyle kendilerini Allah’ın davasına adamış örnek bir aile. Fesih Güler, sanatçımız Bilal’in (Nezir) büyüğüdür.
28 Şubat Kemalist zulüm rejimini anlatırken nedense çoğumuzun aklına yüzlerce kardeşimizin sadece zindan hayatı gelir.
Halbuki onların her birinin zindan öncesi çok acıklı bir dönemleri vardı; gözaltı ve işkence dönemi. Tanıştığım kardeşlerin en çok o günlerini merak etmiş ve bizzat kendi ağızlarından dinlemişim ve bir kısmını okuyucularımıza aktarmışımdır.
Onların bu durumu beni yeniden tedirgin etmeye başladı. Bildiğiniz gibi onların bir kısmı gördükleri işkenceler neticesinde dert sahibi olmuş ve zindandayken şehadet şerbetini içmişlerdi. Kalpten, kanserden yakalananların bir kısmı da çıktıktan sonra fazla yaşamamış, önemli bir kısmı da Fesih kardeşimiz gibi böbreklerini kaybetmişti.
Şimdi bize düşen ayrı bir görev var. Zindandan çıkan kardeşlerimize Allah için özen gösterelim, sahip çıkalım, şu salgından onları korumakta biraz daha titizlik gösterelim. Çünkü onlar bağışıklıklarını kaybetmiş ve bu salgını atlatmaları kolay değildir.
Kemalist dayatmanın hortlayarak hâlâ devam ediyor olması ise Müslümanların asla unutmaması gereken bir gerçektir.