• DOLAR 34.684
  • EURO 36.673
  • ALTIN 2959.328
  • ...

Siz hiç siyret okudunuz mu? Yani Hz. Muhammed Aleyhisselam’ın hayatını anlatan bir kitap okudunuz mu diyorum. Bir Müslüman olarak elbette okumuşsunuzdur. Fakat bir çırpıda, hiç ara vermeden, parça parça değil, haftada bir bölüm değil.

Tahmin ederim bu soruya da evet diyecek epeyce kardeşimiz vardır.

Bu şekilde bir hamlede siyer okuyan kardeşlere soruyorum; hatırlıyor musunuz, o günlerde nasıl bir haleti ruhiye içindeydiniz?

Gerek yazılarımda, gerek sohbetlerimde nice kardeşimize bunu şiddetle tavsiye etmişimdir; önce küçük hacimli bir kitapçık, sora biraz daha detaylı bir siyer ve daha sonra da Allah’ın Rasûlünün hayatını en ince detaylarına kadar ele alan bir eser, mesela Mustafa Asım Köksal’ın İslam Tarihini bitirmesini tavsiye etmişimdir.

Daha sonra kendileriyle karşılaştığımda neler hissettiklerini sormuşumdur. Önemli bir bölümünün o günlerde Peygamber Aleyhisselam’ı rüyalarında gördüklerini söylemişlerdir.

Sonra hayata bakışlarının değiştiğini söylemişlerdir, zaten söylemelerine gerek yok, siz de bunun farkına varıyorsunuz.

Bir başka şey, Peygamber Aleyhisselamın hayatını bu şekilde detaylıca öğrenen bir Müslüman farkında olmadan kendisi bir Siyer Sohbetçisi oluveriyor. Öyle ya, içinde biriktirdiği böyle bir hazineden başkalarını haberdar etmemek mümkün mü?

Dün Türkiye genelinde Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından düzenlenen ve yüzbinlerin katıldığı böyle bir siyret yarışması vardı. Kaybedeni olmayan, katılan herkesin kazandığı bu yarışmayı düzenleyen ve iştirak eden herkesi yürekten tebrik ediyoruz.

Bu muhteşem bir olaydır, lütfen basit görmeyelim ve üzerinde iyice düşünelim. Eğer farkındaysanız bu yarışmaya katılanlar ellerindeki kitapları bir KPSS, bir sürücü belgesi kitabından daha çok yıpratmışlar, defalarca satır satır okumuşlar ve çizik çizik etmişler. Bundan daha muhteşem ne olabilir?

Elhamdülillah Peygamber Sevdalılarından başka birçok dernek ve vakıf da her yıl Siyer yarışması düzenliyor. Okullardaki seçmeli Siyer derslerini de buna dahil ettiğimizde bu işin boyutlarının nerelere ulaştığını az çok tahmin edebiliriz.

Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? İnsanımızın, özellikle okuyan gençlerimizin hayatına Hz. Muhammed Aleyhisselam’ın girmesi demektir.

Yoksa O’nu niye okuyoruz ki? Beraber olalım diye değil mi? Onsuz hayat çekilir mi sanıyorsunuz?

Biz bunun için okuruz. Ve okuruz da, böylece bazen biz O’na gideriz bazen O bize gelir. Yoksa biz ne yaparız bu dünyada Muhammed’siz? Selam olsun O’na!