Bari biraz insaflı olalım
Müslümanların birbirlerine karşı düşmanlıklarından söz ediyorum. Bari biraz insaflı olalım.
Gittiğim yerlerde sohbetimiz bittikten sonra gündemle ilgili sorular geliyor. Tahmin edeceğiniz gibi bunların başında da yeni kurulan ve kurulacak olan partiler geliyor. Hatta sadece soru değil, niçin bu partilerle ilgili bir şeyler yazmadığım soruluyor.
Bu partilerle ilgili değerlendirmede bulunmayı, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve onlarla birlikte hareket edenler hakkındaki düşüncemden önce tarafların birbirlerine karşı insafsızlıkları benim daha çok dikkatimi çekiyor. Aradaki köprülerin her gün tamir edilemez şekilde biraz daha yıkıldığını gördükçe üzülüyorum.
Tirmizi’de rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz; “Sevdiğin dostunu öyle kıvamında, ölçülü sev ki, bir gün düşmanın olabilir. Yine düşmanlık ettiğine öyle kıvamında düşmanlık et ki bir gün dostun olabilir.”
Bu Nebevi ölçünün hem birinci bölümü fakat özellikle ikinci bölümü bugün en çok muhtaç olduğumuz bir ölçü değil midir?
Allah aşkına yarın hiç mi yüz yüze gelmeyeceksiniz böyle insafsızca birbirinize vuruyorsunuz? İttifakların her şeyden önemli olduğu bir günde nasıl birbirinizin kapısını çalacaksınız?
Bırakın Müslümanlar arasındaki köprülerin yıkılmasını, dış ülkelerle bile köprülerin keskin bir şekilde yıkılmasının nelere mal olduğu konusunda nice uyarılar okuyoruz.
Dost olduklarını ölçüsüz övgülerle göklere çıkaran, düşman olduklarını da insafsızca yerin dibine batıran tiplere iyi dikkat edin. Bu tipler her an keskin bir dönüş yaparak namlularını size çevirebilirler.
Başta iktidar olmak üzere bütün camialara sesleniyoruz. Meydanı insafsız sövücülere bırakmayın, onlara imkan vermeyin. Belki ilk etapta nefsinizi okşayacak şeyler yazar ve konuşurlar. Fakat daha sonra orta yerde sizi yalnız bırakırlar.