Vebâliniz boynunuza mı görmediğinize?
Güçlü, iri yapılı bir kurt, koyun sürüsüne saldırmış, tuttuğu koyunu parçalıyormuş, zavallı çoban ne yapacağını şaşırmış. Bu arada çobanın tek güvencesi durumundaki karabaş köpeği başka bir yöne, boşluğa dönüp ürüyormuş. Galiba kurdu görmedi düşüncesiyle çoban elleriyle köpeğin boynundan tutup kurda doğru çevirmiş ve haydi diye bağırmış. Fakat köpek yine boşluğa dönüp ürüyor, havlıyormuş. Defalarca aynı şekilde boynundan tutup kurda doğru çevirmesine rağmen köpek her defasında boşluğa dönüyor, kurdu hiç görmüyormuş gibi yapıyormuş. Çoban sonunda öfkelenmiş ve biraz geriye çekilerek köpeğe bağırmış: Vebalin boynuna mı gerçekten kurdu görmediğine?
Malumunuz gündem terör, şiddet, kan, gözyaşı ve camilerden gönderilen cenazeler…
Gerek Gaziantep saldırısı, gerek birkaç gün önce dökülen kanlar, gerek uçuruma yuvarlanan araçta ve son olarak Şemdinli`deki çatışmalarda hayatlarını kaybeden askerler sebebiyle ekranlar ve sayfalar kıp kırmızı kan, ateş ve alev rengine bürünmüş durumda. Sonradan ortaya çıkan mobese görüntülerini de ekleyecek olursanız, ülke insanının ufkunu tamamen kan ve ateş kaplamış. Hatta gözünü yumsa da bu manzaradan bir türlü kurtulamıyor.
Tabii buna paralel olarak memleketin bütün kalemleri ve konuşan ağızları da bu olaylar üzerine kilitlenmiş durumda.
Yetişebildiğim bütün yorumları dinlemeye çalışıyorum, ulaşabildiğim bütün köşe yazılarını okuyorum, yetkililerin demeçlerini ve beyanatlarını izliyorum. Heyhat ki heyhat! Allah için en küçük bir ışık, bir çıkış yolu gösteremiyorlar. Bir toplumun basiretleri böylesine mi bağlanır ve körelirmiş!
Bu ülkenin akıldânelerine, köşelerde ve ekranlarda ahkâm kesen ekâbirlerine sesleniyoruz:
Şu anda çekilmekte olan bütün bu acıların tek sebebinin doksan yıldan bu yana dayatılan resmi ideoloji, Kemalizm, Türk Ulusçuluğu olduğunu gerçekten bilmiyor musunuz, vebaliniz boynunuza mı?
Köşe yazarlarının ve ekranlardaki konuşanların yine az çok insafları ve seviyeleri var. Ya bir de internete düşen yorumları görseniz, gerçekten tümden yürekler acısı. Haberlerin ve köşe yazılarının altındaki yorumlar bu toplumun aynasıdır, aynaya şöyle bir bakmanızı tavsiye ederim.
Ülke insanının başına gelen bütün bu felaketlerin sorumlusunun devletin resmi ideolojisi, yani dayatılan Kemalizm, Ulusçuluk olduğunu bir türlü anlamamak, görmemek bir yana, kurtuluşun bu ideolojiyi sürdürmekte olduğunu, dozajını daha da artırmakta olduğunu zannedenlere yazıklar olsun.
Zavallı kitleler resmi ideolojiyle nasıl da kirlenmişler, Kemalizmle ne kadar kirlenmişler!
Her ne kadar cenazelerin defni İslam`ın ruhuna uygun yapılıyor görünse de, iyice dikkat ettiğinizde her şey varıp sonunda yine resmi ideolojiye dayandırılıyor, ulusçuluğun gelir hanesine kaydediliyor.
Bazılarımız halkı temiz ve masum görerek bütün suçu yukarıdakilere atsa da, ben şahsen kitleleri o kadar temiz ve günahsız görmüyorum. Birazcık içlerine girdiğinizde görürsünüz faşist damarlarında biriken enerjiyi.
Baştan sona Kemalizmle kirlenen, ulusalcılıkla kirlenen bir toplumla karşı karşıyayız. Bilmem nasıl arındırılacak insanımız bunlardan. Bu arındırma işlemi yapılmadığı takdirde insanımızı çok daha büyük felaketlerin beklediğini unutmayalım. Ulusçuluğun, ulusalcılığın Türkiye için bedelinin sadece PKK olduğunu zannetmeyelim.
Toplam elli beş milyon insanın can verdiği Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının ulusçuluğun savaşı olduğunu asla unutmayalım.
Öte yandan zaten PKK`yı üreten ve kendisine özendiren de Kemalizmin ta kendisi değil mi? Kemalizmin Türk insanına yaptığını, hatta doksan yıldır yapamadığını şu anda PKK Kürd insanına yapmıyor mu? PKK Kemalizmin Kürd versiyonundan başka bir şey mi?
Şunu biliniz ki Allah Teala ulusçulukla, ırkçılıkla kirlenen toplumlara asla huzur, sükunet ve istikrar nasip etmemiş ve bundan sonra da etmeyecektir.
Ve yine unutmayalım ki Allah Teala bu acıları ve kanayan bu yaraları, bu kirlerden tamamen arınmış kişilere, nesillere ve onlardan oluşan kadrolara nasip edecektir.