• DOLAR 34.644
  • EURO 36.385
  • ALTIN 2911.821
  • ...

Biliyorum, gecikmiş, hem de çok gecikmiş bir teklif ama olsun, Daeş henüz bitmemiş ve biteceğe de benzemiyor.

Daeş’ı konuşurken bu defa onun başkalarına verdiği zararları ve açtığı yaraları değil de kendine, Müslüman gençliğe neye mal olduğuna bir bakalım..

Son on yılda Daeş ve ona yakın örgütlerin bayrağı altında hayatını kaybeden Müslüman gençlerin sayısının yüz binden fazla olduğunu biliyoruz.

Oğlunun cenazesini almak için Suriye’ye giden bir babadan dinlemiştim; kendi oğlu gibi hepsinin de boylu poslu aslan gibi seçkin, yakışıklı, İslami açıdan az çok kendilerini yetiştirmiş delikanlılar olduğunu söyledi. Böyle olduğunu az çok biz de görüyor ve biliyoruz.

Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların yegâne birikimi olan böylesi bir hazine maalesef bu topraklara çekilerek, çağrılarak imha edilmiştir, ümmet için ne büyük bir felakettir.

Acı olan şey, Suud Selefiliğinden kaynaklanan ve var olduğu günden bu yana küfür cephesine karşı hiç bir şey yaptığı görülmemiş, onun yerine “bid’at ve hurafelerle mücadele adına” sadece Müslümanlarla savaşan bu zavallıların akıbetlerine kendi yakınlarından başka ağlayanları da yok.

Daha da acı olanı, yüz binden fazla Müslüman gencin ölümünden sonra geriye kalan hiç bir şeyin olmamasıdır.

Tarih boyunca İslam ümmetinin başına böylesi bir felaket kaç defa gelmiştir acaba?

Evet, Müslümanların en değerli hazinesi olan gençliği insafsız bir değirmen gibi öğüten Daeş’i Müslümanlar kendileri bitirmelidir, Müslümanlar feshetmelidir, Müslümanlar sonlandırmalıdır, bu felaketin devam etmesine artık müsaade etmemelidirler.

Fakat hangi Müslümanlar? Laik rejimlerin rahat koltuklarından ahkam kesen, “Daeş ve benzeri örgütleri Amerika kurmuştur...” insafsızlığında bulunan masa başı beyefendileri değil elbette.

Zaten Daeş ve benzer yapıların ortaya çıkmasının bir sebebi de emperyalizm karşısında sessiz kalan böylesi ulemâ ve yöneticiler değil midir?

Şimdi gelinen böyle bir aşamada bu gençlerin emperyalizmin oluşturduğu koalisyon güçlerinin imhasıyla bitirilmesini istemek ve beklemek imanla ve insafla asla bağdaşmayacağı kanaatindeyiz.

Daeş’i Müslümanlar bitirmelidir. Daeş’i dağıtıp sonlandıracak olanlar, en azından o gençler kadar Tevhidî endişe taşıyan Müslüman ilim adamları olacaktır.

Biz en azından sesimizi ulaştırabileceğimiz bu ülkede yaşayan Tevhid şuuruna sahip dostlarımıza diyoruz ki; Daeş veya benzer tekfir düşüncesine meyilli gençlerle köprüleri tamamen atmayalım, samimi bir şekilde merhametle yaklaşalım, onlar bizimle selamı kesmiş olsalar da biz onları bırakmayalım.

NOT: Dün ‘PKK’yi Kürtler bitirmelidir! (1)’  yazımız sonrası bugün ‘DAEŞ’i Müslümanlar bitirmelidir! (2)’ dedik ve yarın da ‘Kemalizm’i Türkler bitirmelidir! (3)’ diyeceğiz inşallah.

(Devam edecek…)