Siyaset beklediğiniz gibi seyretmiyorsa...
Siyasete bigane kalmamız mümkün değildir, ister istemez az veya çok hepimizin ilgi alanındadır.
Siyasi gelişmeler bizim arzu ettiğimiz istikamette seyrediyorsa huzurlu oluyoruz, değilse elimizde olmadan huzurumuz bozuluyor.
Bugünlerde gerek içerdeki gelişmeleri gerek dışarıdaki siyasi yoğunluğu göz önüne aldığımızda sağlıklı bir şekilde takip etmekte ve tahlil etmekte bile güçlük çekiyoruz. Müdahale ve yönlendirme ise bizim boyumuzu iyice aşıyor.
İçeride Ak Partinin kendi çapında devrim denilebilecek adımlar atmasından ve değişikliklere gitmekten başka bir yolu yoktur. Bunu kendisi de bildiği için kongresini bir yıl öne, 2020 Mayısına almıştır. Bayram sonrası hemen kongre mevsiminin startını da vermeye hazırlanıyor.
Bakalım neler olacak. Bir takım bakan değişiklikleri, parti kadrolarında ufak tefek değişiklikler ve yeni kurulacak partileri doğmadan çökertme mitinglerinin pansuman tedbirler olmaktan öteye geçmeyeceği yetkililer tarafından iyi bilinmelidir.
Devrim çapında beklentilerin ne olduğunu inşaallah bayram sonrası yazılarımızda dile getirmeye çalışacağız.
Hem siyasetin beklentileriniz istikametinde seyredip etmemesi elbette sadece Ak Partideki gelişmelerden ibaret değildir.
İçerdekinden çok daha yoğun bir siyasetin dışarıda olduğunu, huzurumuzu yakından etkilediğini hepimiz biliyoruz. Ve bu konuda da müdahale ve yönlendirme gücümüz yoktur.
İşte böylesi durumlarda bizler neler yapmalıyız, neler yapabiliriz?
Her şeyden önce dolu dolu ve Müslümanca bir bayram yaşamalıyız. Önceki bayramlarda istediğimiz halde bir türlü gerçekleştiremediğimiz düşüncelerimizi gerçekleştirmeliyiz.
Gelelim hemen bayram sonrasına. İlmi ve irfani derinliği olan çalışmalar yapmalıyız.
Müslüman bir fert olarak kendi kendimize yapabileceğimiz okumaların yanı sıra dernekler, vakıflar ve kulüpler olarak seminerlere mutlaka ağırlık vermeliyiz.
El an devam etmekte olan seminerler internetten yakından takip ve iştirak edilmelidir.
Üniversiteliler memleketlerinde yapacakları son çalışmalarla hem okullarına dolu dolu dönmeli, hem de geride bırakacakları orta öğrenimdeki küçüklerine bir şeyler kazandırmalıdırlar.
Unutmayalım ki dışa dönük, gücümüzün yetmediği gelişmeler döneminde içe yönelmek ve derinlemesine çalışmak kazanımların en büyüğüdür.
Birçoklarının ölü bir ay olarak gördüğü eylülde nelerin yapılabileceğini göstermeliyiz.