• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

Sosyal olayları matematik gibi kesin rakamlarla ölçüp değerlendirmek mümkün değildir. Yani 23 Haziran İstanbul seçimleri neticelendiğinde hiç kimse çıkıp falanın kazanmasının, ötekinin kaybetmesinin sebebi 16 Haziranda televizyonlarda yapılan tartışmadaki şu sözdür, şu tespittir, şu görüntüdür vs diyemez, dese bile bunu ispat etme imkânı yoktur.

Çok abartıyoruz ve beklentimiz de öyle abartılı oluyor.

İster istemez programı izledim. Reklama girince namaz için kalktım ve bir daha dönmemeye, sadece son cümlelerini duymaya karar verdim, iki saati geçeceği anlaşılınca da izlemeyi bıraktım.

Bazılarının beklediği gibi rakipler biri birini mahvetmedi, rezil etmedi, mars etmedi, silip süpürmedi, yani açık ara galip gelmedi.

Fakat şu söylenebilir; şu ana kadar çok fazla abartılan, yere göğe sığdırılamayan birisinin zannedildiği gibi olmadığı ortaya çıkmış ve seçmenin iz’anına yer etmiş olabilir ve sandıktaki kararını etkilemiş olabilir.

Netice itibariyle kanaatimi belirteyim; bu tartışmanın Ekrem İmamoğluna hiç bir artı puan getirmeyeceği, Binali Yıldırım’a da hiç bir puan kaybettirmeyeceği, hatta az çok artıracağı düşüncesindeyim.

Sonra, seçime daha bir hafta var, bu bir haftayı az bir zaman olarak görmeyin, neler olabilir, neler değişebilir bu bir hafta içinde. Hatta şu tartışma bile unutulur gider.

Bu arada sağ olsunlar bazı araştırmacılar dünya genelinde ekranlardaki siyasi tartışmaların tarihi bir özetini bulup çıkarmışlar, özellikle ABD, Fransa, Almanya ve Türkiye’deki bu siyasi tartışmaların seçimlerin neticeni belirlediğini iddia etmişler. Başta da söylediğim gibi bu ispat edilemeyecek abartılı bir iddiadır.

İstanbul seçimini belirleyecek olan bu ve benzer programlar değil küskün seçmenlerdir, küstürülen seçmenlerdir, incitilen seçmenlerdir, biraz da buna bağlı olarak ihmalkâr davranan seçmenlerdir.

Küstürülen, incitilen seçmenlerin tamamına yakını da Ak Partiye oy verme ihtimali olanlardır.

Küstürülenlerin, incitilenlerin gönülleri alınmalıdır diyoruz ama bu sadece İstanbul seçimlerini kazanmak için yapılmamalı, bu ülkenin, bu milletin, bu ümmetin yarınları için yapılmalıdır.

Allah aşkına gönül almak, kırılmış kalplere ulaşmak çok mu zor? Kibrinizden, asabiyetinizden, gururunuzdan birazcık taviz vereceksiniz o kadar.

Adam köye muhtar seçilmiş, ertesi gün ahırın damına çıkmış, aşağıda toplanan dört beş kişiye seslenmiş:

“Ey ahali, Allah’ın işine bakın, dün bu zaman aynen ben de sizin gibi bir insandım” demiş.