Dışımızdakilerle aramızdaki çizgi
Yeni Zelenda’da gerçekleşen cami katliamıyla birlikte ilk andan şu güne kadar gösterdiğimiz tavırlar hiç bu kadar değişken ve ezber bozucu olmamıştır..
Bütün mesele, dışımızdakilerle olan ilişki biçimimizin nasıl olması gerektiği konusundaki yanlış bilgilerimiz, toptancılığımız, duygusallığımız ve hamasetimizdir.
Bu ve benzer olaylarda hepimizin ilk etapta sarıldığımız, dillendirdiğimiz ayet;
“Ey İman edenler, Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin, onlar bir birlerinin dostudur…”
Bu konuların gazete köşelerinden ziyade âlimlerimiz tarafından ele alınması gerekir ama kısaca değinmekte fayda görüyoruz.
Rabbimiz bize onları veli edinmeyin buyuruyor, bizim birinci hatamız veli, evliya kelimesini dost olarak tercüme etmekten kaynaklanıyor. Dost kelimesinin hukuki bir bağlayıcılığı olmadığı gibi, nereden başlayıp nereye kadar uzandığı, yani belirli bir sınırı yoktur.
Fakat veli kelimesinin hukuki bir anlamı bir bağlayıcılığı vardır. Mesela en basit bir öğrenci velisi olmanın hukuki gerekleri vardır. Bunun yanında veli kelimesinin aynen dost kelimesi gibi toplumsal yönleri de vardır.
Uzatmayalım; biz dışımızdakileri, Yahudileri ve Hıristiyanları veli edinmemekle emrolunduk. Onlar bizim velimiz, valimiz, mütevellimiz, yöneticimiz, âkilimiz, akıl dânemiz olamazlar.
Ama onlarla birlikte oturup kalkarız, ticaret yaparız, komşuluk yaparız. Daha birçok insani ilişkide bulunabiliriz, bunların hiç birisi bizim için yasak değildir.
Bugün yaşadığımız dünyada bunları dile getirmeye bile gerek yoktur. Kendi ülkemizde, kendi şehrimizde, kendi iş yerimizde onlarla her an karşı karşıya geliyoruz ve hiç tereddüt etmeden insani ilişkilerimizi sürdürüyoruz.
Onların memleketinde yaşayanlarımız için meselenin boyutları ve ilişkilerimiz çok daha uzuyor.
Hatta bazı durumlarda bu ilişkiler bir adım daha ileri gidiyor. Bir İslam diyarında, Müslümanların hâkim olduğu yerlerde bizden olmayanlara göstereceğimiz muameleyi Rabbimiz bakın nasıl tanımlıyor:
“Allah, din konusunda sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz. Allah adaletli olanları elbette sever. Allah ancak din konusunda sizinle savaşmış, sizi yurtlarınızdan çıkarmış ve çıkarılmanıza yardım etmiş olanları veli edinmenizi yasaklar, kim onları veli edinirse işte bunlar kendilerine yazık etmişlerdir.” (60/8,9)
Yani veli kelimesini dosttan ayırmamızla birlikte bir de dışımızdakilere karşı toptancı yaklaşım yasaklanıyor.
İslam’ı eksik anlamamızın yanı sıra bir de İslam’dan kaynaklanmayan, doğrudan ırkî ve hamasi tavırlarımız vardır ki o tamamen ayrı bir meseledir.