• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

“Gidin buradan, geldiğiniz yere gidin!”

Son olarak Yeni Zelanda canisinden duyduk, okuduk bu sözü.

Ondan önce de duymuştuk ve duymaya devam ediyoruz. Hatta bu sözü özellikle haçlılar kendilerine bir ideoloji yapmış durumdalar.

Anlaşılan o ki bundan sonra da çokça duymaya devam edeceğiz. En büyük idealleri Müslümanları bugün bulundukları yerlerden sürüp çıkartmaktır, çocuklarını bu sevda ile büyütüyorlar.

Aslında bu sözün tek muhatabı sadece Anadolu ve Trakya’da yaşayan Türkler ve diğer Müslümanlar değil, yeryüzündeki Müslümanların tamamıdır.

Niçin? Çünkü bizler Müslümanlar olarak en son ortaya çıkan, son Peygamberin ümmeti, en son dinin mensuplarıyız.

Gerçekten de bulunduğumuz yerde en son ortaya çıkanlarız veya bugünkü bulunduğumuz yere başka yerlerden gelenleriz.

Elinize bir dünya haritası alarak şöyle bir bakınız. Bulunduğumuz yere sonradan gelmişiz, bizden önce oralarda başkaları varmış.

Fakat İstanbul’u tekrar Konstantinapolis yapmak ve Ayasofya’yı minaresiz bırakmak isteyenlerin her halde daha önce Avrupa’nın merkezindeki milyonlarca Müslüman’dan işe başlamaları gerekecek, bilmem bunu başarabilecekler mi?

Bizi bulunduğumuz yerden kovanlara da bizim bir çift sözümüz var. Özellikle Hıristiyanlara ve haçlı düşüncesine sahip olanlara;

Siz de geldiğiniz yere def olup gidin!

Sıcağı sıcağına Yeni Zelanda’dan başlayalım. Ne zaman geldiniz oraya, ne zamandan beri oradasınız?

Hemen oradan Avustralya’ya geçelim. Ne zamandan beri Avustralya’dasınız, oranın sizden önceki sahipleri kimlerdi?

Siz ey günümüz Amerika’sında yaşayanlar; daha dün sayılır sizin oraları işgaliniz, talanınız ve özellikle oranın gerçek sahiplerini asimile etmeniz.

Gelelim asıl söylemek istediğimize; tamam bizler Müslümanlar olarak en son tarih sahnesine çıktık ve bugün bulunduğumuz yerlere en son biz geldik.

Peki, geldik de oraların bizden önce yaşayanlarına ne yaptık?

Anadolu’ya geldik, İstanbul’a geldik, oradan Avrupa’ya geçtik, kuzey Afrika’ya, oradan İspanya’ya vardık, uzak doğuya, Endonezya’ya, Cakarta’ya, koskoca Hind kıtasına vardık…

Soruyoruz size, vardığımız yerin insanlarının kökünü mü kestik, soyunu mu kuruttuk, asimile mi ettik, tarih sahnesinden mi sildik?

Akıllı olun ve oturduğunuz yerde oturun. Birlikte yaşadığınız Müslümanları büyük bir nimet olarak bilin.

Eğer Müslümansız bir dünya düşünüyorsanız iyi biliniz ki Allah buna müsaade etmez. Bir başka deyişle dünya Müslümansız kaldığında hiç kimse kalmayacaktır.