• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.89
  • ...

Hafta boyunca 28 Şubat post modern darbesi konuşuldu, yazıldı, tartışıldı. Müslümanlarda açtığı yaralar, ülkenin uğradığı zararlar masaya yatırıldı. Bizim şimdilik bunlara ilave edecek yeni bir şeyimiz yok sayılır.

Fakat bir nokta unutulmamalıdır; 28 Şubat kahpe rüzgarı bu ülkenin her yerinde aynı sertlikte esmemiştir. Doğu ve güneydoğuda, batıya göre çok daha şiddetli ve vahşice esmiştir. Dahası, başlama ve bitme tarihleri de kesinlikle aynı olmadığı gibi batıda olduğu gibi Müslümanlara darbe indirenler sadece Kemalist kuvvetler değildi. Doğuda ve güneydoğuda Müslümanlara vahşi darbe FETÖ ile çok önceden başlamış, batıda 28 Şubat sona erdiği halde doğunun 28 Şubatı sürüp gitmiştir.

Aslında ben bu münasebetle başka bir konuya değinmek istiyorum. O günlerde ne çekiyorsak laiklik adına çekiyorduk. Müslüman yazar-çizerlerin dile getirdiği bir şey vardı; madem kaldırmıyorsunuz, madem bizi hep laikliğe aykırılıktan cezalandırıyorsunuz, hiç olmazsa şu laikliğin bir tarifini yapın diyorduk. Nedir bu zıkkım, bilelim diyorduk ama ısrarla tarifini yapmaktan kaçınıyorlardı, sadece bir baskı unsuru olarak kullanmaya devam ediyorlardı.

O günler geride kaldı, bilmem geri gelir mi? Fakat insanımız şimdilerde de birçok yönden cendere içine alınıp sıkıştırılmakta, üstüne üstüne gidilmektedir.

“Hain, vatan haini” ithamları bunun başında gelmektedir. Laikliğin tarifini istediğimiz gibi bugün de ısrarla şu vatan hainliğinin net ve berrak bir tanımını istiyoruz. Nerede başlıyor, nerede bitiyor? Bugün bir takım beyefendiler, vatanı herkesten çok seven beyefendiler ülke insanının yarıdan fazlasını vatan hainliğiyle itham etmekte, önüne gelen herkese parmak sallamaktadır.

İnsanımızın bugün en çok bunaldığı konuların başında bunun geldiğini bizzat görüyoruz, şahitlik ediyoruz.

Öncelikle yetkililere sesleniyoruz; lütfen insanımızın üzerine bu kadar insafsızca gitmeyin. Başta siyasi tercihler olmak üzere meseleleri getirip getirip ihanete, vatan hainliğine bağlamayın, insanımızı böylesine bunaltmayın.

Aynı felaket tekfir furyasıyla dini hayatımızda yaşanmaktadır. Siyasilerin vatan hainliği damgalaması ne ise kendi görüşünde olmayanları kâfirlikle itham etme sapkınlığı insanımızı ciddi anlamda bunaltan bir konu.

Dini hayatın söz konusu cenderesi bundan ibaret de değil. Muhataplarını kendi düşüncesinde olmadığı için tekfir etmese de sapkınlıkla, başka mezheplerin mensubu olmakla ithamdan dolayı da Müslümanlar sıkboğaz edilmektedir.

Bütün bunları bir araya getirdiğinizde rahat nefes alamayan bir toplum içinde yaşadığınızı görüyorsunuz. Yazıktır, lütfen biraz geri çekilin, insanımız birazcık rahat nefes alsın.