• DOLAR 34.422
  • EURO 36.479
  • ALTIN 2847.004
  • ...

Gelin bugün domatesli, patlıcanlı, biberli gündemin birazcık olsun dışına çıkalım. İlimden, ilim elde etmekten söz edelim.

Bu konuda haddim olmadan söyleyeceğim şeyler ispatlanmış ilmi kural ve kaideler değil, yüzde yüz doğru olmayabilir. Fakat bu güne kadar elde ettiğimiz tecrübeler, belki de sonradan farkına vardığımız gerçeklerdir.

Üniversitedeyken Fransız dilinde okuyan ve bu konuda oldukça kendisini geliştiren bir arkadaşımız bir gün baktık ki bizden iyi Arapça konuşmaya başlamış. Şaşırdık, kendimiz adına üzüldük. Bunu nasıl başardığını sorduk. Başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere çokça metin okuyarak, kelimelerini sözlükten çıkararak yaptığını söyledi. Yani bizim gibi işe temelden başlamadığını, emsile, bina, avamil, ızhar gibi gramer kitaplarını okumadığını, fakat bir gün onları da okuyacağını söyledi. Yani işe sondan başlamış başa doğru gidiyordu.

Sadece bu arkadaşımız değil bugün nice kardeşimizin gerek Kur’an bilgisi, gerek Arapça ve diğer ilimlerde bu şekilde mesafeler aldığına şahitlik ediyoruz. Elbette bu insanları bu konunun otoriteleri olarak görmüyoruz zaten kendileri de öyle görmüyor.

Yaşımız geçtiğinden veya bir ilme temelden başlamanın zorluğundan ve daha birçok sebepten çok şeyi yarım bıraktığımızı, bir türlü ilerletemediğimizi biliyorum.

Elbette bütün ilimler ta temelden öğrenilmelidir. Fakat başladıktan sonra sürdürmek her zaman herkes için mümkün olmuyor. O konuda otorite olmak, söz söyleyebilmek için baştan başlayıp sonuna kadar getirmek elzemdir.

Fakat İslam’ın yazılı hukuku olan Mecelle’de bir kural vardır; bir şey tamamen elde edilemezse tamamen de terk edilmez.”

İşte bundan dolayı bazen sondan başlamak daha güzeldir.

Defalarca şu genel tarihi, dinler tarihini, mezhepler tarihini, felsefenin tarihini şöyle baştan başlayarak halledeyim dedim ama belirli bir yerden öteye gidemedim.

En iyisi Sokrat’tan, Eflatun’dan, Aristo’dan değil de günümüzde yaşayan filozof ve felsefi görüşlerden başlayarak onlara doğru gitmek.

Dinler ve mezhepler tarihine bir de bu şekilde, yani günümüzde yaşamakta olan dinlerden ve mezheplerden başlayarak geriye doğru gitmenin daha faydalı olacağına inanıyorum.

Aslında pozitif ilimler için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Bizzat yaşadığımız şu hayatın içinde geçerli olan ilmi gerçeklerden başladığımız takdirde başa varamasak bile bizim için şu anda elzem kuralları öğrenmiş olacağımızdan yarım kalsa da fazla üzülecek bir durum olmayacağı kanaatindeyim.

Fakat bunun aksine ta başından başladığımız halde bir türlü günümüze getirip bağlayamadığımız, günümüzle ilişkisini kurma imkânına ulaşmadığımız bilgiler için üzülmemek elde değildir.

Affınıza sığınıyorum, bizi aşan bir mesele fakat domates, patlıcan, biber meselesinden daha iyidir her halde.