• DOLAR 34.47
  • EURO 36.572
  • ALTIN 2926.111
  • ...

Henüz ana sınıfına giden çocuk evde gördüğü bir uğur böceğini yakından iyice inceledikten sonra gözlerini hayretle açtı ve annesine seslendi; “Anneee anneee bak hele, Allah bunu nasıl boyamış böyle, hiç taşırmamış!”

Çocuk ne müthiş bir tespitte bulunmuş. Öyle ya, ana sınıfında çocuklar en çok çizgi çiziyor, resim yapıyor ve yaptıkları resimleri boyuyorlar. Uğur böceğinin sadece dış görünümündeki bu müthiş sanatı ancak bu yavru görebilirdi ve gördü. Sizi bilmem; ama ben uğur böceğine hiç bu gözle bakmamıştım.

Boyayı taşırmamak, bir birine karıştırmamak, çizgileri aşmamak, yani her şeye kendi hakkını vermek.

İşte bu adalettir. Hani şu günlerde en çok dile getirdiğimiz, yokluğundan dolayı şikâyetçi olduğumuz adalet.

Bizim böyle bir talepte bulunabilmemiz için öncelikle Rabbimize karşı adil olmamız, hakkını vermemiz, en azından hakkını ikrar etmemiz, itiraf etmemiz gerekmez mi?

Bizim Rabbimizle en çok birlikte olduğumuz yer ve zaman namazlarımızdır. Bu konuda adaletli olmamız, namazın çizgilerine dikkat etmemiz gerekmez mi?

Biliyorum, adalet konusu da, namaz konusu da çok geniştir ve bir köşe yazısının konusu değildir. Fakat şu yavrumuzun uğur böceği üzerinde Rabbimizin sanatını görüp itiraf etti kadar olsun namazın çizgilerini taşırmamalı, çizgilerini bir birine karıştırmamalı değil miyiz?

En basit bir misal verelim. Birisini ziyaretimiz esnasında hangi sözleri sarf edeceğimiz bellidir. Eğer biz bunların yerini kaydırırsak her şey berbat olmaz mı? Diyelim ki henüz içeri girmeden selam vermiş olsak, kapıyı kapatıp dışarı çıktıktan sonra Allaha ısmarladık desek ve diğer sözlerimizin zamanını ve çizgisini kaydırsak ne olur?

Maalesef birçoğumuz namazda aynı şeyleri yapıyoruz. Rükûa vardığımız halde daha hala yarım kalan sureyi okumaktayız, secdeye vardığımız halde yarım bıraktığımız rükûumuzu tamamlamaktayız, secdeden kalktığımız halde daha hala secdede okumamız gerekenleri okumaktayız.

Demek istiyor ki her bir rüknün hakkını vermeliyiz, her bir rüknü bizzat kendi içinde yaşamalıyız.

Taşırmamalıyız, kaydırmamalıyız, namazın hakkını vermeliyiz, Rabbimize karşı adil olmalıyız ki başkalarından da kendimiz için adalet isteyenilelim.