FETÖ`nün birinci darbesiydi
28 Şubat`tan söz ediyorum. Evet, FETÖ`nün ilk darbesiydi. Hem de başarıya ulaşmış bir darbe. 15 Temmuz`da olduğu gibi eline yüzüne bulaştırıp yarım bıraktığı, geri tepen bir darbe de değil. Söylediğim gibi hedefine ulaşmış bir darbedir 28 Şubat.
Şu var ki hedef biraz daha küçüktü. 15 Temmuz`da hedeflediği gibi Türkiye`yi tam olarak her yönüyle ele geçirmek değil de mevcut hükümeti, Erbakan hükümetini devirmek, imam-hatip okullarına ve Kur`an Kurslarına darbe vurmak, devlet kadrolarında ne kadar dindar insan varsa hepsini uzaklaştırmak, özellikle başörtüsü mücadelesini bitirmek, binlerce öğrenciyi okullarından uzaklaştırmaktı. Bu arada İslam adına faaliyet gösteren bütün dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşlarının önünü kesmek.
Daha da önemlisi, FETÖ doğu ve güneydoğudaki İslami kesimlere karşı amansız bir savaş açmıştı. Fakat FETÖ`nün bu savaşı 28 Şubat 1997 ile start almamış, aksine doksanlı yılların başında başlamıştı. Yani bölgedeki Müslümanların 28 Şubatları, Türkiye`nin batısına göre çok daha önce başlamıştı.
Evet, 28 Şubat FETÖ`nün ilk darbesi ve hem de başardığı bir darbeydi. Şu var ki, tek başına değildi, ordudaki jakoben Kemalistler, göbekleri ve yularları dışarı bağlı medya ve TÜSİAD`ın boynu kalın ağaları da vardı işin içinde.
Bazılarımız yanılıyor. Diyorlar ki; 28 Şubat darbesinden en az zararla kurtulan veya en kârlı çıkan kezim Hizmet hareketi yani FETÖ oldu.
Yani her zaman olduğu gibi darbeyi Kemalistler yaptı ama FETÖ kazançlı çıktı. Hayır efendim, 28 Şubat darbesinin en önemli ayağını FETÖ elebaşısı oluşturmaktadır.
Bu darbeyle birlikte İmam-Hatiplerin, Kur`an kurslarının ve ilahiyatların önleri kesilerek yüz binlerce öğrenci FETÖ`nün okullarına yönlendirilmiştir.
Şu anda bu darbenin askeri ayağında bulunanlar yargılanmaktadırlar. Halbuki bu darbeyi destekleyen, hatta hazırlayan bir medya vardır ve o günkü manşetleri bugün orta yerde durmaktadır. Özellikle bu darbeye destek olan iş çevreleri de gizli saklı değildir.
Gelelim 28 Şubatçıların o tarihte ve ondan öncesinde yıktıkları yuvalara, viraneye çevirdiği hanelere. Bunu dile getirmekten dolayı nerdeyse okuyucularımızı bıktırmış durumdayız. Fakat bu zulmün kaldırılması için ben bir kıpırtı görmüyorum. Var mı gören?