Seferberlik İlan Ediyoruz
Birilerinin koltuk için, dünyevi makam için koşuşturduğu şu günlerde, onlardan asla geri kalmadan, onlardan çok daha büyük bir aşkla ve heyecanla evlerimizden dışarı çıkmalıyız, meydanlara inmeliyiz.
Politikacıların ve kendilerini politikaya kaptıranların heyecanları ve koşuşturmaları bizim gayret ve heyecanımızın yanında kesinlikle sönük kalmalıdır.
Bir seçim dönemi boyunca onların uygulayacakları planlarından daha mükemmelini uygulamalıyız. Onların ulaşmayı hedefledikleri kitlelerden çok daha fazlasına ulaşmalıyız. Nisan ayına politikanın rengi değil, Hz. Muhammed Aleyhisselam ve onu sevenlerin rengi vurulmalıdır.
Biz insanları doğrudan Peygamber Aleyhisselam`ın sevdasına çağıracağımız, kendimiz için dünyevi hiçbir şey istemeyeceğimiz için Allah`ın izniyle çok rahatız, evlerin kapısını çalma, insanlara ulaşma konusunda hiçbir tereddüt ve çekincemiz yoktur.
Bize yapılan zulüm, baskı ve karalamalara karşı verebileceğimiz en mükemmel cevap işte budur!
Nisan ayındaki Kutlu Doğum etkinliklerimizi önceki yıla göre ikiye katlamaktır.
Bunun için, kapısını çalmadığımız bir tek ev, muhatap olmadığımız bir tek kişi kalmamalıdır. Daha sonra, Kutlu Doğum etkinlikleri vesilesiyle ulaştığımız, etkinliklerimize getirdiğimiz bu insanları iyi tanıyıp bundan sonraki günlerde bu ilişkimizi kuvvetlendirerek sürdürmeliyiz.
Unutmayalım ki, Peygamber Sevdasından daha güçlü bir tutkal yoktur Müslümanları bir birine bağlayacak. Ve unutmayalım ki, Peygamber Aleyhisselam`a ve onun sünnetine soğuk olanlar asla bir araya gelememiş, bir arada kalamamışlardır.
Peygamber Aleyhisselam`ın sevdası birlikte olacağımız insanlarla bizim aramızda bir başlangıç, bir kalkış noktası olmalıdır, bu insanlarla artık bire bir ilişki kurmalıyız ve bunu sürdürmeliyiz.
Ardından onları İslam`ı yaşamaya çağırmalıyız. Eğer bir insan Rasûlullah`ı (s.a.v) seviyorsa, onun için düzenlenmiş bir etkinliğe katılıyorsa, bu yolda büyük bir mesafe almış demektir ve bizim işimizin bundan sonrası kolay demektir. Artık onu çekinmeden rahatlıkla namaza çağırabiliriz, eğer namaz kılmıyorsa.
Daha sonra sohbetlerimize götürebiliriz, kendi dost ve çevremizle daha yakın olmasını sağlayabiliriz.
Kısacası, Nisan ayı öncesi hepimiz İslam davası için seferber olmalıyız. Öyle ki, bizimle uğraşanlar artık Allah`ın Nurunu söndürme konusunda ümitlerini tamamen yitirmelidirler. Elhamdülillah, bundan önce ufacık gayretlerimizi Rabbimizin karşılıksız bırakmadığına hepimiz şahidiz.
Samimiyetimizi ve ihlâsımızı kaybetmediğimiz müddetçe Rabbimizin bizlere neler lütfeylediğini görüp duruyoruz.
Dünyaya ve dünyalıklara oynamadığımız müddetçe kimse bizi durduramayacaktır.
Bizimle uğraşanların bize asla bir zarar veremediklerine hepimiz şahit değil miyiz?
Baskı ve zulüm gören her bir kardeşimizin asla yılmadığına, imanının, azminin ve özellikle ilminin daha da arttığına şahit değil miyiz?
O halde haydin davet seferberliğine!
Haydin mustazaf bir coğrafyanın tamamını, mustazafların, öksüzlerin ve yetimlerin Peygamberi Hz. Muhammed Aleyhisselam ile buluşturmaya!
O`nun elinden ve eteğinden tutarak izzete ve onura kavuşmaya!
Rahmetli üstad Necip Fazıl`ın diliyle söyleyelim:
Beri gel serseri yol, O`nun ümmetinden ol
Sel sel kümelerle dol, O`nun ümmetinden ol!
Sen hiçliğe bakan yön, hep sıfır arka ve ön
Dosdoğru Kâbe`ye dön, O`nun ümmetinden ol!