• DOLAR 34.482
  • EURO 36.587
  • ALTIN 2925.906
  • ...

Şahsen benim hayatımda ve geleceğe yönelik düşüncelerimde Cumanın çok büyük bir yeri olmuştur.

Gençlik yıllarımda Cuma üzerine bina ettiğim hayallerimi ve projelerimi bir ajandaya kaydetmiştim. Çıkarmayı hayal ettiğim haftalık “Cuma” gazetesinde neler yapılması gerektiğini bir bir not etmiştim.

Bu isimde bir dergi İstanbul`da yayın hayatına başlayınca, ben yine bu hayalimden vazgeçmedim ve 1991 yılında “Kayseri Cuma” ismiyle haftalık mütevazi bir gazete çıkarmıştım ve yirmi yedi hafta devam ettirebilmiştim.

Yine Kayseri merkezinde terk edilmiş bir camiyi arkadaşlarla hizmete sokarak 28 Şubat`ın en baskın günleri de dahil, iki buçuk yıl kıldırdığım Cuma namazları da benim hayatımda önemli bir yere sahiptir.

Cuma günleri ve Cuma namazları İslam`ı dip diri tutan Müslümanların hayat damarlarından en kalın olanıdır.

Eğer ciddi anlamda Cumaları yaşamak istersek, nebevî bir şuurla Cumalarımızı değerlendirmek istersek neler yapılmaz ki?

Müslüman bireyler olarak her Cuma evden öncelikle bir gusülle ve güzel kokuyla dışarı çıkmamız, hayatımıza apayrı bir canlılık katacaktır.

Cumadan önce bir kısım ziyaretlerde bulunmamız, Müslümanların cumalarını tebrik etmemiz, o gün mutlaka birilerine sadaka vermemiz, her zamankinden biraz daha fazla zikir ve dua etmemiz, başta Kehf Suresi olmak üzere biraz daha fazla Kur`an okumamız, bizim ruhumuza bam başka bir derinlik kazandıracaktır.

Cuma günü camide elde edeceklerimiz ise çok daha başka olacaktır.

 

İslam`ın ilk gününden günümüze kadar Cumalar işte bu kutlu görevleri yerine getirmiştir.

Görünen odur ki, İslam dünyasının genelinde Cumalar bundan sonra çok daha büyük bir misyon yüklenecektir.

Bundan sonraki Cumalar, Âlem-i İslam`ın iradesini toplu bir şekilde ortaya koyduğu zaman ve mekân olacaktır.

Bundan sonraki Cumalar, zalimlere, diktatörlere en büyük darbelerin indirildiği zamanlar ve mekanlar olacaktır.

Bundan sonraki cumalar, Müslümanların zincirlerini kırdığı, gasp edilen özgürlüklerini bir bir geri aldığı günler olacaktır.

Bundan sonraki Cumalar, Müslümanların bir birlerine en güzel ve en hayırlı haberlerinin ulaştırıldığı ve dört gözle beklendiği günler olacaktır.

Bundan sonraki her Cuma, bir tâğutun daha yıkılıp gittiği haberinin yayıldığı gün olacaktır. Ta ki kökleri kesilip tükeninceye kadar.

Bundan sonraki Cumalar, her ülkeye bir Tahrir meydanı kazandıracaktır.

Bundan sonraki Cumalar, sadece Müslümanların değil, başta emperyalizmin ve daha sonra İslam âleminin dışındaki ezilen dünyanın da dikkat kesildiği günler olacaktır.

Geçmişte kalan tartışmalı konulara yeniden dönmek istemiyorum fakat şu hususu üzülerek belirtmeliyim ki, Türkiye`de Müslümanların en aktif kesimi yıllar yılı Tevhid adına Cuma`dan ve camiden uzak kalmışlar, Tevhid adına camileri ve Cumaları protesto etmişler, tabi bunun alternatifini ortaya koyamamışlardır.

Dünyanın neresinde İslam adına ciddi faaliyet varsa, mutlaka ve mutlaka camilere dayanmışken, Türkiye`nin özellikle batı tarafı ısrarla bundan uzak kalmıştır ve henüz camilere dönmemişlerdir.

Halbuki, bizim ülkemizde de İslam adına ne yapılacaksa ancak Cumalarla ve camilerle yapılabileceği gün gibi apaçık ortadadır.