• DOLAR 33.982
  • EURO 37.725
  • ALTIN 2728.385
  • ...

Şu çağda en büyük sorunumuz acıları yarıştıran dilin ümmet içerisinde hızla yerleşmesidir.

Gazze’de yaşanan kıyıma tepki gösterdiğinizde bakıyorsunuz Türkçülük yanı ağır basanlar “niye Türkistan’daki vahşete ses çıkarmıyorsunuz” diyor.

Daha ona evet o konuda hassas olmak gerek demene kalmadan Türkçü’nün israili destek paylaşımlarını görüyorsunuz.

Türkçü bunu yapar da diğerleri durur mu?

“Kürtlerin bu kadar sorunu varken Gazze’den bahsetmek ümmete eşeklik yapmaktır” diye yapıştırıyor beriki!

Hemen arkasından o da israile arka çıkan açıklamalar yapıyor.

Hem “bana zulmediyorlar ve siz sustunuz” diye eleştiriyor hem de Filistin halkına zulmedenlere arka çıkıyor.

Bu duruma herhalde vicdanın zeka ve ahlak ile bağını koparması denebilir. Bunun adı tutarsızlıktır.

Sanırsın ki İslamcılar devlet olmuş, imparatorluk kurmuş, ümmetin tüm renklerine sahip çıkmış da bi Kürtleri dışlamış, bi Türkistan’daki Çin işgaline ses çıkarmamışlar!

Kaldı ki Kürtlerin şu kadar sorunu dediğiniz şeyden kastınız yokluk/fakirlik ise bu meselede dernekleri aracılığı ile ya da bireysel anlamda yardım dağıtan İslamcılardır.

Sorun eğitim ise bu konuda kültürel çalışma yapan yine İslamcılardır.

Ayrıca şunu da bilmek gerekir ki Türkiye ve dünyada İslamcılar iktidar değil; muhalefetteler.

İktidara geldikleri Mısır’da darbe ile devrildiler, İran ve Afganistan’da ekonomik ve diplomatik bir kuşatma altındalar. (Bu ülkelerdeki İslami yorumu beğenmeyebilirsiniz ama konumuz bu değildir)

Türkiye’deki AK Parti iktidarı ise kod olarak bir İslamcı iktidar değildir; muhafazakâr demokrattır. Kendi açıklamaları da bu yöndedir.

Evet, Müslümanlık bilinci yeryüzündeki tüm zulümleri gündem etmelidir, gücü yeterse ortadan kaldırmalıdır ama takdir edersiniz ki bu çizgi bir yandan muhafazakarlığın diğer yandan ise modernizm/sekulerizmin mengenesine sıkıştırılmış durumdadır.

Bir yandan kendi şahsiyet inşasını sürdürürken diğer yandan ümmetin uzuvlarındaki acıları gündeme taşımaya çalışmakta ve elbette zorlanmakta, yer yer yetersiz kalmaktadır.

Sorun şu ki! Kemalizmden, Baasizm’den, Apoizmden kaynaklanan sorunlar sanki İslamlıktan neşet etmiş gibi bir portre çiziliyor, çözüm başka batıl fikriyatlarda aranıyor ve İslamcılara “neden yanımızda değilsiniz” eleştirisi ile üst perdeden ahlakçılık oynanıyor.

Türkiye İslamcıları, “madem benden yana değilsin o zaman ben de savunduğun halka(Filistinlilere) zulmedenlerin yanında duracağım” diyen milliyetçi görünümlü ırkçılardan ahlak dersi alacak değildir.

Gazze meselesinde Türk ve Kürt ırkçıları duygu kardeşliği yaşamaktadır. İkisi de ümmetçiliği lanetliyor, ikisi de tüm sorunların kaynağı olarak dindarları suçluyor, ikisi de israili destekliyor.

İşin tuhaf tarafı Arap ırkçılarının bu konudaki sükunetidir. Onların Gazze halkına -hiç değilse- Araplıktan dolayı arka çıkması beklenirdi değil mi? Ne gezer!!!

Türk ve Kürt ırkçılarına göre Gazze’dekiler Araptır ve bizi ilgilendirmez; Arap ırkçılarına göre Gazze’dekiler radikal İslamcıdır Arapları ilgilendirmez.

Din garip başlamıştı değil mi?

Gariplere selam olsun