• DOLAR 34.352
  • EURO 37.458
  • ALTIN 3018.19
  • ...

“Devletler için aslolan çıkarlarıdır”
“Devletler ahlak kuralları ile yönetilemez”
Yukarıdaki cümleleri o kadar çok duyduk ki doğruluğunu, yanlışlığını tartabilecek bir zihin bırakmadılar.
Dayatılmış, ezberletilmiş cümlelerdir bunlar ve neredeyse tüm ahali “elbette devletimizin çıkarları en önemli önceliktir” deyiverebiliyor.
İşte bu ezberlerden dolayı israil ile ticaret durdurulsun diyenler -eğer okumuş kesimden ise- 2. Sınıf aydın muamelesine uğradı.
İsrail ile ticaret kesilsin diyen eğitimli değilse o zamanda cahil muamelesine uğradı.
Tâ ki Ticaret Bakanlığı Türkiye halkının kahir ekseriyetinin istediği, işgalciler ile olan ticareti durdurma kararını alana kadar…
Bakanlık “israil’le ilgili ihracat ve ithalat işlemleri tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulmuştur.”
Açıklaması ile 7 ay gecikmeli bir şekilde de olsa bir ezberi -şimdilik sona erdirdi. Muhtemelen bazılarının -özellikle seküler, Türk ve Kürt ırkçılarının hoşuna gitmese de -onlara göre reel politiğe uymasa da- bu karar insaniyet adına yerinde bir karar.
Bu arada reel politiği tamamen göz ardı etmiyorum ama ona tanrısal
özellikler yüklemenin de doğru
olmadığını düşünüyorum.
Mesela 1992 yılındaki Ermenistan Azerbaycan savaşında o dönemin reel politikçileri Ermenistan’a buğday ve elektrik yardımında bulunmuştu.
Ülke olarak yüzümüzü Batı’ya çevirdiğimiz o yıllarda, ABD ve Fransa’yı kızdırmamak için reel politiğe uygun olarak! Türkiye hava sahası Ermenistan’a açılmış ve Fransızlar Ermenilere silah taşımıştı.
Bugün seküler kesim ya da Türkçüler o günkü reel politik! uygulamayı doğru bulur mu? Bulmaz.

Neden çünkü ahlak ile çıkarlar çatıştığında siz çıkarları tercih ederseniz üzerinize çirkin bir koku siner. İşte bu kokunun adı zillettir.

Kuzuyu kurdun pençesinden kurtaracak kudretin yoksa hiç değilse kurdun dişlerini bileyen olmaman gerekir. Birkaç cümle de hükümetin her politikasını “gökten gelen bir karar gibi” savunanlara gelsin! Hani reel politik ticaretin kesilmesine engeldi?
Hani limanlardan geçişe izin verilmezse Türkiye ciddi bir ekonomik bedel öderdi?
Yerel seçim sürecinde “israil ile ticaret kesilsin” diyenleri siyaset bilmezlikle suçlayan taife acaba utanır mı?
Özellikle Yeniden Refah Partisi işgalciler ile ticaret kesilmediği için tepki oylarını almadı mı?
Dün ticaret kesilirse ülke çöker şakşakçılığını yapanlar bu ülkede siyaset üretilmesini engelleyenlerdir, fikri kabızlardır.
Fetullah Gülen 28 Şubat sürecinde taraftarlarına başörtünüzü açmazsanız zarara uğrarsınız fetvaları veriyordu.
İsrail ile aramızı bozarsak… diye başlayan cümleye benzemiyor mu?
Güçlü karşısındaki tutum hep böyle mi olmalı?
Amerika’daki üniversiteli güçlüye boyun eğmeden gençler okuldan atılmayı göze alabiliyorken, Amerikalı asker Aaron Bushnell ve Şanlıurfalı Hasan Saklanan “bana ne”
demeden “biricikleri hayatlarından vazgeçebiliyorken” mazisinde Osmanlı olan, İslam dünyasına yüzlerce yıllık bir liderlik olan Türkiye paradan vazgeçemezse ahlaki üstünlük nasıl elimize geçecek?
Evet, bu karar çok ama çok geç alınmış doğru bir karar! Geç oldu ama yine de hayra vesile olsun