Haçlıların Zihinsel Kodlarının Deşifresi
Günümüzde, İslam düşmanları, İslam`a yönelik saldırılarının, kitlesel bir uyanışa dönüşmemesi için, yapmış oldukları her saldırıyı “münferit bir vaka” olarak nitelerler ve en fazla bir özür dilme ile defteri kapatmaya gayret ederler. Tüm planlı ve programlı saldırılar, “münferit vaka” sihirli kelimesi arkasına gizlenir. Onca kanı akan, mağdur edilen insanlarının mağduriyetinin diyeti için, bir özür yeterli görülür. Yani Müslüman`ın maddi ve manevi tüm varlığının bedeli bir özürdür onların gözlerinde. Hele konunun aydınlığa kavuşması için, bir de soruşturma açılacağından bahsedilmişse sanki zulme uğrayan Müslümanlara bir lütufta bulunulmuş gibi bir atmosfer oluşturulur. Üzerlerine ölü toprağı serpilmiş ve gayret libasını çıkarıp atmış ölüler ise, İslam düşmanlarının yaptıkları zulüm ve haksızlık karşısında takdim ettikleri bu diyet borcunu büyük bir memnuniyet ile kabul ederler. Bazen de “dostlar pazarda görsünler” diye şöyle ufaktan bir esip gürlemeyi de ihmal etmezler. Ve dalmış oldukları sonu gelmez, baharı olmayan kış uykularına kaldıkları yerden devam ederler.
Afganistan`da, Pakistan`da, Yemen`de, Somali`de ve diğer İslam coğrafyalarında her gün Amerikalıların katliamları ve İslami değerlere taarruzu devam ediyor. Ama her seferinde de İslam ve Müslümanlarla hedef almadıklarını, İslam`la savaşmadıklarını, İslam ve Müslümanlara saygı duyduklarını büyük bir pişkinlikle söylerler. Her defasında da sonucu olmayan soruşturmalar açarlar. Aslına bakarsanız bu soruşturmalar, işlenen fiillere değil, o fiillerin ortaya çıkmasına ve infiale sebep olmasına yöneliktir. Yapılan saldırılar, İslam ve ümmet düşmanlarının maskeden arındırılmış gerçek yüzleridir. Aslında işlenen cürüm; tüm Haçlı dünyasının ruh haritasının resmidir. Haçlı dünyasını her bir ferdi, aynı duygu ve düşüncelere sahiptir. Münferit bir girişim olarak takdim ettikleri cürüm ve katliamlar, İslam ve Müslümanları entrikalar eşliğinde imha ederken, maskelerinin plansız ve zamansız düşmesidir.
Afganistan`da askeri bir üste Kur`an-ı Kerim`in yakılması üzerine, gayretli Afgan Müslümanları, bu eylemin yapıldığı üsse şehadet operasyonu düzenlemek dâhil, tepkilerini ortaya koydular. Düzinelerce Müslüman, Amerikalıların ve işbirlikçi zalim kuklaların eliyle şehit oldular. Özür dilemelere kanmadılar ve tepkilerini, münferit olarak gösterilen vaka ile sınırlı tutmayıp işgalcilerin topyekûn varlıklarına yönelttiler. Müslümanların kutsal değerlerine yönelik bu saldırının, ümmet çapında Haçlı zihniyetine yöneltilen topyekûn bir serhıldana dönüşmesi gerekirken, maalesef olmadı. Hatta bazıları bu türden olayları öyle bir kanıksamışlar ki, ilgilenmediler bile…
Haçlıların, Afganistan`da sadece son birkaç ay içerisinde işledikleri ve basına yansıyan bazı vukuatlarını hatırlayalım:
Neredeyse her gün, başta Güney Afganistan olmak üzere, bu coğrafyada sivillerin insansız uçaklarla katledildiği haberleri geliyor.
İnsan müsveddesi birkaç Amerikalı katil, katlettikleri Afganların cesetlerine bevlettiği basına yansıdı. Amerikalılar, askeri bir üste Kur`an`ı ve diğer İslami kitapları yakıp hakaret ettiler.
Katil bir Amerikalı, bir köyü basıp aralarında kadın ve çocukların olduğu bir katliama imza attı. Akabinde katledilen bu mazlumları toplayıp cesetlerini ateşe verdi.
Amerikan güvenlik şirketlerinin, Afganistan`da safari niyetine, Afgan avlama turları düzenlediği basına yansıdı.
Amerikalıların, Afganistan`ı organ kaçakçılığı üssüne çevirdiği, tutuklama adı altında gözaltına aldıkları birçok Afganı, organlarını aldıktan sonra öldürdükleri ortaya çıktı.
Afganistan`da Haçlıların öldürdüğü Afganistanlı Müslümanların toplu mezarı ortaya çıktı.
Afganistanlı kadınların kadın ticaretine malzeme yaptıkları ortaya çıktı.
Tutuklanan Afganlar üzerinde tıbbi bir takım deneyler yapılıp kobay olarak kullanılmışlardır.
Amerikalılar, yeni geliştirdikleri silahları Afganlar üzerinde denemektedir.
Teknolojik artıklar, Afganistan topraklarına gömülmektedir.
Ve bu liste bu şekilde uzayıp gidiyor. Tabi bu sayılanlar, sadece kamuoyunun haberdar oldukları ve Amerikalıların gözünde bazı beceriksizlerin(!) ifşa ettikleri cürümlerdir.
Kamuoyunun haberdar olmadıkları ve Haçlıların ustaca sakladıkları ise bundan kat be kat fazladır. Tüm bu tabloya balkıdığı zaman bu olayların münferit vakalar olduğunu kim iddia edebilir? İnsanlıktan nasibin almamış, içleri İslam ve Müslümanların düşmanlığı ile doldurulmuş topyekûn katiller sürüsünün bir resmidir bu tablo hakikatte. Müslüman kanı içmeye ve Müslüman kanı ile vaftiz olmaya ant içmiş katil haçlıların zihinsel kodlarının deşifresidir bu tablo.
Müslüman geçinen kemik yalayıcı kuklalar ise, olanlara tepki göstermek yerine, tepki gösteren mazlum halkı kurşunlamayı tercih ediyorlar. Çünkü zulmün av köpekleridirler bunlar. Efendileri tarafından zulme güdülenmişlerdir.
Bilinmelidir ki, Haçlıların bu sonu gelmez münferit(!) cürümleri hususunda en büyük sorumluluk tepi göstermeyen ve adeta ruhlarına dört tekbir ve bir fatiha okunmuş Müslümanlarındır. İslam libasını üzerlerinde taşıyan ölüler dirilmedikçe bu saldırılar daha çok devam edecektir. Bu cürümler, ancak topyekûn ve bedel ödenen tepkilerle engellenebilir.
Davalarını en büyük namus olarak kabul edip bu uğurda canlarını feda eden Afganistanlı Müslümanlara selam olsun. Tüm Müslümanların; davalarını, en büyük namus ve hayatlarının temel gayesi olarak görmesi temennisi ile…