• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Yemen ve İdlip'te adeta asrımızın Kerbelası yaşanıyor. İmam Hüseyin'den bu yana Kerbelalarımız hiç bitmedi. Tam aksine Kerbelalarımız arttı. Yemen ve İdlip'in dramı, Kerbela ile sembolize edilirse abartılı bir yaklaşım olmaz.

İdlip'te büyük bir insani dram yaşanıyor. Çatışmasızlık bölgeleri ilan edilen yerlerde yoğun bir bombardıman yaşanmaktadır. Nispeten güvenli olarak görüldüğü için buraya yerleşen masum sivillerin üzerine bombalar yağdırılıyor. Rus ordusu ve rejim güçleri, sivil-asker ayrımı yapmadan sivil yaşam alanlarını aralıksız bombalıyor. Bu vahşet her geçen gün daha da ileri bir boyuta ulaşmaktadır. Bu nasıl bir çatışmasızlık anlaşmasıdır ki, bu anlaşmadan sonra sivil yaşam alanları Suriye sahasındaki en ağır bombardımana maruz kalıyor? Tek kelime ile bir insanlık suçu işleniyor.

Ama gelişen siyasal ilişkiler çerçevesinde, Rusya'nın bu vahşetini lanetleyen ve buna karşı duran neredeyse hiç kimse çıkmıyor. Putin; Türkiye'yi ziyaret etti. Devlet ricalinden, bu vahşeti Putin'e hatırlatan birilerinin çıktığına dair herhangi bir haber işitmedik. Saha mücahitleri ve kalemşörler de devlet ricalinin ağzının içine bakıyor. Resmi politika paralelinde bir duruş sergilemeyi tercih ediyorlar. Hatta kimliklerini tamamen yitirmiş bazı şahsiyetler/şahsiyetsizler, Rus bombardımanı ile paramparça olmuş çocuk bedenlerinin gündeme gelmesine şiddet ile tepki gösterdiler. Âli menfaatler dururken, parçalanmış çocuk bedenlerinden bahsetmek, milli menfaatlere aykırı imiş. Böyle buyurdu vicdanı prangalanmış, kalemi kelepçelenmiş kalem erbabı! Nasıl olsa, çağın Yezitlerinden bir Yezit olan Putin'in s-400'leri var; masum bebeklerin ise, Allah'a verecekleri,  gafil kullar nezdinde para etmeyen bir canları...

Ve Yemen...

Yemen'de başta çocuklar olmak üzere, sivil insanlar açlıktan ve hastalıktan kırılmaktadır. Yemen'den gelen haberlere baktığımızda, Kerbela benzetmesinin mübalağa olmadığın görüyoruz. Bu asırda basit hastalıklardan kitlesel denilebilecek ölümlerin olması, tüm insanlık için, hele de Müslümanlar için bir utanç vesikasıdır. İnsanların bu zamanda açlıktan ölmesinden dolayı insanlığımızdan utanır hale geldik. Özellikle de masum çocuklar, açlıktan ve temiz su bulamadığından dolayı tüm dünyanın gözü önünde can vermektedir. Her yıl dünyada birkaç milyon insan obeziteden ölürken ( 4 milyonda fazla), diğer yandan toprakları ve emekleri sömürülen mazlum insanlar açlıktan ölmektedir. Bu mazlumiyetin en tipik örneği Yemen'dir. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Suudi'nin bombaları bu mazlum insanların başına yağmaktadır. Yemen'e silah yığma ve gönderme konusunda son derece muktedir olan güçler, söz konusu insani yardım olunca, sağır kör ve lal kesilmektedir. Çünkü Yemen'in barışı değil, savaşı makbuldür. Yemenlinin dirisi değil, ölüsü ve kanı para etmektedir.

Yemen ve İdlip konusunda aklı ve vicdanı henüz ölmemiş olanlara çağrımız şudur: Siviller ve sivil yaşam alanları savaşların tarafsız kabul edilen dokunulmaz unsurlarıdır. Kirli savaşlarınıza, başta çocuklar olmak üzere sivilleri alet etmeyiniz. Aranızdaki sorunları siyasi müzakere ile çözmeyi temel bir politik zemin olarak kabul ediniz. Yok, şayet ille de savaşacaksanız, sivil insanlara yardım ulaşmasına engel olmayınız. İnsanların öldüğü, çocukların katledildiği bir dünyanın kazananı yoktur. İnsanlık ve adalet ölmüşse, zafer çoktan toprağa gömülmüştür. İnsanları katledilmiş, bütün değerleri ayaklar altına alınmış ve virane olmuş beldeleri ele geçirmek zafer değildir.

Ey insanlık, İdlip ve Yemen için ayağa kalkın ve mazlumların ellerinden tutun.