• DOLAR 34.617
  • EURO 36.358
  • ALTIN 2927.655
  • ...

Rakka, gözlerden ırak sessiz sessiz katlediliyor. Haber ajansları ısrarla Rakka'yı adeta insanlığın gözünden saklamaktadırlar. Rakka, adeta ölüm tarlasına dönmüş. ABD ve PYD, Rakka'yı mezbahaneye çevirmiştir. Sivil hassasiyeti olmayan bu terör şebekelerinin vahşetinden en fazla kadın ve çocuklar nasibini almaktadır. Özellikle toplumun savunmasız kesimini oluşturan kadın ve çocuklar, hedef tanımayan saldırılar altında can vermektedir. Bu gün Rakka'ya sessiz kalanlar ve Rakka'ya  cüzzamlı muamelesi yapanlar, kendilerinin de potansiyel bir  tehlike ile karşı karşıya olduklarını bilmelidirler. ABD'nin bu işgal harekatı, Rakka ile sınırlı kalmayacaktır. Kuzey Suriye'de  tamamen ABD'nin denetiminde ve israilin güvenliğini önceleyen bir PKK devletinin kurulması için işgal sahası genişletilecektir. Eğer uygun şartlar sağlanırsa bu işgalin Suriye ile sınırlı kalmayacağını,  Irak Kürdistanı'na da uzanacağı bilinmelidir. Irak ve Suriye'den alınacak toprak parçaları üzerinde stratejik öneme sahip, Irak petrollerini Akdeniz'e ulaştıracak bir koridoru kontrol altına alacak bir devleti oluşturmanın ayak sesleri adım adım yaklaşmaktadır. Böyle bir adım, Hem İran, hem Türkiye, hem de Irak Kürdistanı Bölgesel Yönetimi'ni de zor durumda bırakacaktır. Hele Rojava'dan Sincar'a, Kandile bir koridorun açılması demek, önemli gelişmelerin öncülü demektir. ABD'nin; bu güne kadar, uçak,  helikopter gibi bazı silahlar dışında PYD'ye vermiş olduğu her türlü silahın, artık Türkiye'yi zımnen değil, alenen tehdit edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Kuzey Suriye'de ABD'nin himayesine mazhar olan PKK, buradan aldığı psikolojik ve reel destek ile Türkiye'yi sıkıntılı bir sürece sokabilir. Bu aşamadan sonra, Türkiye'ye dönük hiç alışık olmadığımız stratejiler, sürpriz olmayacaktır. Irak Kürdistanı'nda  referandum bahanesiyle, daha evvel kurulması gündeme gelen, Goran, KYB, PKK ve küçük müttefiklerinden oluşan askeri darbe konseyi, ABD'nin himayesinde askeri bir darbeye veya Barzani'yi sıkıştıracak bir ortak  stratejiye yönelebilir.

Haritaların değişebileceği ve tarihsel kırılmaların meydana gelebileceği günleri yaşıyoruz. Bölgesel ve yerel aktörlerin bunu çok iyi okuması gerekir. Meydana gelebilecek bir kırılma, bütün bölgeyi derinden etkileyecektir. Yeni etnik ve mezhebi savaşlar çıkabilir. Şu an Suriye ve Irak'taki kaos, boyut ve keyfiyet değiştirmiş hali ile daha da şiddetlenebilir.

Fırat kalkanı ile kontrol altına alınan bölgelerin ve İdlib'in büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu belirtelim. Kuzey Suriye'de kurulacak bir PKK devletinin Akdeniz'e çıkabilmesi için mutlaka İdlib'in alınması lazımdır. Türkiye'nin güney sınırı boyunca uzanan ve Akdeniz'e çıkacak olan bir devlet stratejik bir öneme sahip olacaktır. ABD'nin PYD'ye yapmış olduğu devasa yardımın sadece Rakka için olduğunu düşünmek büyük bir yanılgı olur. 1000 tırdan fazla silah ve devasa lojistik destek, ileriki günlerde büyük gelişmelerin olacağının habercisidir. İdlib'e bir saldırı olursa, büyük bir insani felaketin kapıda olduğunu söyleyebiliriz.

Bunun sancılarını her açıdan en fazla Türkiye yaşayacaktır. Başta İran ve Türkiye olmak üzere, bölgesel ve yerel aktörler, ortak bir irade ve birlikte çalışma stratejisi ile bölgeyi felakete ve büyük çatışmalara sokacak "oldu bitti"leri engellemelidirler.

Suriye sahasında yaşanan zulümlere hep beraber karşı çıkmaz isek, insanlarımız ölmeye ve şehirlerimiz harap olmaya devam edecektir. Bizim ihtilaflarımız, coğrafyalarımızı emperyalist işgallere hazır hale getirmektedir. Kendi aramızdaki sorunları öteleyerek müzakere zeminine dönmeliyiz. İş işten geçmeden, siyasi çözümleri, ihtilaflarımızı çözmenin yegâne metodu haline getirmeliyiz. Haklı olabiliriz; lakin hakkımızı talep ederken hepimizi düşmanlarımıza yem edecek stratejilere yönelmemeliyiz.

Rakka için de çağrımız şudur: Rakka'da yaşanan katliam ve zulümleri dile getirmek kimseyi IŞİD'li yapmaz; ama sessiz kalmamız ise bizi dilsiz şeytan yapar. Bu gün Rakka ve diğer mazlum beldelere ağlamayanlar, yarın aynı acı akıbetle karşılaştığı zaman kendileri için ağlayacak kimse bulamayacaktır.