Amerika`nın PKK/PYD/YPG şantajı
Türkiye, birçok açıdan tarihi bir dönemeç ile karşı karşıyadır. Süreç iyi idare edilmez ise, Ortadoğu`da var olan kaotik ortam, Türkiye`yi de etkisi altına alacaktır. Zayıflayan bir Türkiye için de emperyalistlerin ön gördüğü iki senaryo mevcuttur:
1) Son derece ehil ve Amerika`nın jandarmalığını yapan, sömürgesi haline gelen, onun vasıtası ile Ortadoğu`yu dizayn ettiği bir Türkiye
2) Parçalanmış ve kudretten yoksun, iç ihtilaflarla ve kaosla belini doğrultamayan bir Türkiye.
Her iki senaryo da Türkiye için bir felakettir. Son yıllarda İslam ümmeti içerisinde güçlü bir aktör konumuna gelen Türkiye, yavaş yavaş bu konumunu kaybediyor. Türkiye, başta Suriye krizi olmak üzere, emperyalistlerin taahhütlerine güvenerek giriştiği her işten zararlı çıkmış ve hüsrana uğramıştır. Bu güne kadar yapılan vaatlerin hiçbirisi yerine getirilmemiştir. Suriye`de yeni bir politika dizayn etmeye çalışan Türkiye, ABD`nin şantajlarına boyun eğmiş gözüküyor. PYD`yi destekleyerek semirten ABD, bu yapıyı Türkiye`ye karşı şantaj unsuru olarak kullandı. Kullanmaya da devam ediyor. Türkiye bu şantajın tesiri ile alelacele bazı kararlar aldı. Hem dışarda, hem de içeride elini güçlendirmek için İncirlik üssünü ABD`nin operasyonlarına açtı. Sadece İncirlik değil, Malatya, Diyarbakır ve Batmandaki hava alanları da ileride kullanılmak üzere ABD`nin kullanımına açılmıştır. Ayrıca kuvvetle muhtemel, anlaşmanın tamamı, kamuoyuna yansıyandan daha fazladır.
Ak Parti, iktidara geldiği günden bu yana yerleştirmeye çalıştığı dış politikayı tamamen çöpe atıyor.
Pkk ile mücadelede ABD`nin onayını alma adına, münferit denilebilecek bir iki vakadan dolayı, özellikle sınırda meydana gelen ve defakto olduğu her halinden belli olan bir çatışmadan dolayı, önce IŞİD hedefleri vuruldu; daha sonra ise, IŞİD`e karşı yapılacak olan operasyonlarda kullanılmak üzere, Türkiye`nin üsleri ABD`ye açıldı. Kısa bir süre sonra da ABD uçakları çeşitli noktalara saldırılar düzenlemeye başladı. IŞİD`in Türkiye`ye yönelmesi, Türkiye`nin bu zor ortamda kaosla tanışması için yeterli bir nedendir. Hem bu yapının konsepti, hem de kapasitesi böylesi bir yönelim için son derece elverişlidir. Böylelikle Türkiye son derece agresif bir politika ve konsept benimseyen bir yapıyı fiilen karşısına aldı. Özellikle yapılan propagandaların tesiri ile IŞİD ile işbirliği yapmadığını ispatlama adına, bu yapıyı düşmanlık derecesinde karşısına aldı.
Amerika, IŞİD bahanesiyle Suriye`deki İslami yapıları bombalayıp ya ehlileştirmeye çalışacak ya da imha etmeye yönelecektir. ABD hava kuvvetleri, daha şimdiden direniş gruplarını bombalayarak gerçek hedef ve maksadını ortaya koymaya başladı. Bu saatten sonra Türkiye, ABD ve müttefiklerinin başta Suriye olmak üzere, komşu coğrafyalarda işledikleri suçların ve katliamların ortağı olarak değerlendirilecektir. ABD uçakları yerleşim yerlerini bombaladı ve çok sayıda sivil katledildi. Her ne kadar Türkiye bu uçakların Türkiye`den kalkmadığını söylese de kamuoyunu tatmin edemedi.
ABD, elde edemediği İncirlik`i operasyonlarda kullanma hakkını, şantajlar neticesinde elde etti. Türkiye de bu üs tahsisi sayesinde bazı kazanımlar elde etmeye çalışıyor. Ama ABD`nin sözlerinin hiçbir garantisi yoktur. Daha şimdiden PYD konusunda çark etmeye başladı. Türkiye`ye bu konuda herhangi bir söz vermediklerini söyleyerek Türkiye`yi yalanladılar. Yani PYD Batı`ya yönelirse, İslami gruplardan arındırılan bu bölgeye PYD`nin girişinin engellenmesi hususunda ABD hiçbir sorumluluk kabul etmiyor.
Şer güçler, saldırganlıklarında hiçbir sınır tanımayacak ve her icraatları ile Türkiye`yi sıkıntıya sokacaktır. Türkiye`nin Suriye konusunda eli rahatlamayacak, tam tersine mevcut kaos ortamı Türkiye`yi de esir alabilir.
Türkiye`nin, İslam Ümmeti`nin güçlü bir aktörü olarak şer güçlerin şantajlarına boyun eğmeden haysiyetli ve bağımsız bir dış politika inşa etmesi gerekir. Kısa vadeli kazançlar esas alınarak inşa edilen bir dış politika, uzun vadede beraberinde hüsran getirebilir. Emperyalistler, Suriye savaşı başladığında Türkiye`ye vaat ettikleri hangi sözün gereğini yerine getirdiler? Suriye konusunda gaz verip Türkiye`yi tek başına bıraktılar. IŞİD`i sınırdan uzak tutmak ve aynı zamanda Suriye`de bir PKK devletine engel olmak isteyen Türkiye güvenlikli bir bölge inşa etmek istiyor. Yarın buraları “güvenlikli bölge” diye, diğer unsurlardan arındırılacaktır. Karşı koyan da ABD`nin bombalarının hedefi olacaktır. Böylesine savunmasız ve arındırılmış bir alanın PYD`nin saldırı ve işgaline uğramayacağının veya bu bölgenin PYD`ye teslim edilmeyeceğinin garantisini kimse veremez. Zaten ABD, kendi hava kuvvetleri ile PYD`ye destek vermeye devam edeceğini açık bir şekilde ifade ediyor. Böylelikle Türkiye, kendi elleri ve özel katkısıyla, bu toprakları istemediği bir yapıya teslim etme pozisyonuna düşebilir. Zayıflayan ve buraları tekrar elde etme imkân ve kabiliyetini kaybeden İslami unsurlar ve “oldu-bittiye” gelen Türkiye, durumu kabul etmek zorunda kalabilir. Bu durumda Türkiye`yi daha zor günler bekleyebilir.
Öyle görünüyor ki, Türkiye kendi dinamiklerine dayalı reel bir dış politika izlemeyecek olursa, Dimyat`a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olacak.