• DOLAR 34.65
  • EURO 36.621
  • ALTIN 2939.047
  • ...

Amerika`nın himayesinde Kürdistan`da yeni dengelerin kurulmasının hesapları yapılıyor. Bu hesaplardan mazlum dindar Kürt halkının payına ise kan, gözyaşı ve acı düştü. Açık bir ifadeyle; dinden uzak seküler ve İslam düşmanı bir Kürt yönetimi inşa edilmek ve bölge ülkelerine karşı da hem bu oluşum süreci, hem de neticesi şantaj olarak kullanılmak isteniyor. Bu emperyalist denklemde yer almak istemeyen bölgesel aktörler karşı da bazı işbirlikçi hainler taşeron olarak kullanılıyor. Kobani merkez olmak üzere, Suriye Kürdistanı`nında adeta Amerika`ya uydu olabilecek ve şer güçlerin bölgesel politikalarının merkezi olacak yeni bir israil inşa edilmek isteniyor.

Bunun karşılığında ise, Kürdistan`ın dindarlardan temizlenmesi anlaşması yapılmıştır. Amerika`nın tüm politikalarına karşı olan dindar Kürtler, Kürdistan denkleminde devre dışı bırakılmak isteniyor. PKK ne kadar dindar katlederse karşılığında o kadar destek bulacaktır. Suriye`de bu yardımları alma karşılığında Kuzey Kürdistan ateş topuna çevrildi. Kürtlerin can ve mal emniyeti kalmadı.

Suriye`nin kuzeyinde adeta yeni bir israilin inşa edilmesinin planları yapılıyor. Türkiye Kürdistanı`nda da buna zemin hazırlanmak isteniyor. Uzun vadede israilin Kürt versiyonunun bu topraklarda inşası için bu günden hummalı bir çalışma var. PKK, sürekli israil ile dirsek temasında olmuştur. PKK taraftarlarının Amerika ve israil bayraklarına secde etmesi fotoğrafları son derece anlamlıdır. Bu fotoğraf, Kürdistan hainlerinin zihinsel kodlarını deşifresidir.

Bu gün PKK ve bileşenlerinin merkezde olduğu, dindarlardan arındırılmış, ABD ve israilin müttefiki bir devletçik inşa etme, emperyalistlerin hedeflerinden birisidir.

Emperyalist karşıtı olduğu palavralarını savuran PKK, bir kez daha emperyalistlerin müttefiki ve dostu olduğunu ortaya koymuştur. Bu gün Amerika özel birlikleri ve Black Water cinayet şebekesinin elemanları Kobani`de PKK/PYD saflarında savaşıyor. Bu cinayet şebekesi; başta Afganistan ve Irak olmak üzere, İslam coğrafyasının farklı yerlerinde, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere on binlerce Müslüman`ı katletmiş, binlerce kadının namusuna musallat olmuştur. Bu gün bu katiller ordusu, Kobani`de PYD saflarına mücadele ediyor. PYD/ PKK, her zamanki o kirli yalan çarklarını çevirip bu katillerin çarşaf çarşaf fotoğraflarını basına servis ediyor. Bu katilleri, kendi mücadelelerine insanlık(!) namına, özgürlük(!) sevdası ile destek sunmaya gelen Amerikalı özgürlük savaşçıları olarak takdim ediyor. Katiller ve hainler ordusunun özgürlük(!) savaşçıları da elbette katiller olacaktır.

PYD ve bu zihniyette olanların gayreti ile nasıl ki Kobani gibi yerlerde din, sosyal ve siyasal hayattan silinmeye çalışıldı ise, bu gün oluşan bu yapı model alınarak aynısı Kuzey Kürdistan`da da inşa edilmek isteniyor.

Oynanan oyun son derece büyüktür. İslam`ı, Kürdistan`da belirleyici bir faktör olmaktan çıkarma ve dinden uzak bir Kürdistan inşa edilmek isteniyor. Tüm Müslümanlar bu büyük oyunun farkına varmalı ve el ele vermelidir.

Bu oyunun şerir aktörleri, tüm Müslümanları hedeflerine koymuştur. Bu gün kafası karışık olan veya bir takım senaryolara prim verenler bilmelidirler ki, kendileri dolgu malzemesi ve vitrinlik bir figür olarak kullanıldıktan sonra, miatları dolunca kâğıt mendil gibi buruşturulup çöpe atılacaklardır.

Kâfirlerin ve zalimlerin omuz omuza verdikleri bir zamanda, Müslümanların vahdet zemininde bir araya gelip safları sıklaştırması gerekir. Tüm Müslümanlar, topyekûn boyun eğme veya tasfiye edilme süreci ile karşı karşıya bırakılmışlardır.

Artık eylem zemininde farklı stratejilerin müzakere edilmesi lazımdır. Düşünsel zeminde mutabık kalınan konular, eylemsellik zemini farklı boyutları ile müzakere edilmelidir.

Oynanan büyük oyun karşısında etkin bir duruş ortaya konulmasa, yarın inisiyatif bizden çıkabilir ve çok geç olabilir.

İş işten geçmeden, tüm Müslümanların sorumluluk alması ve somut projelere katkı sunması gerekmektedir.

Her Müslüman ferdin ve kurumun elbette bu zeminde sağlayacağı katkılar vardır. Gücü ve imkânı çerçevesinde, konum ve faaliyet konseptleri ile uyumlu her kişi ve yapının sunabileceği katkılar müzakere edilmeli ve ortak bir strateji belirlenmelidir.