İçimizdeki Siyonist Şeytanları Recm Edin
İblis’in yeryüzündeki temsilcisi siyonitler, Refah’ta büyük bir katliama ve insanlık suçuna imza attılar. Siyonistler, sözde güvenli bölge olarak ilan ettiği ve BM himayesinde olduğu ifade edilen bölgede; uluslararası karar ve çağrılara rağmen büyük bir cürüm işlediler ve bu cürümleri ile iftihar ettiler. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere masum siviller diri diri yakıldı.
Terörist Siyonistler, yanmış bir çocuk naaşının altına, şunu yazdılar:
“Bir kilogram Gazzeli bebeği, 1 kilogram tavuk eti ile takas edebilirsiniz.”
Evet, Gazze’de bebekler diri diri yakılırken israilli teröristler kahkaha atarak poz verdiler. Bütün özgür dünyaya meydan okudular. Tüm değer, kural ve kararları yok saydılar. Bu yönüyle; aslında Refah’ta yakılan bebeklerin bedenleri değil, öldürülen insanlığın ta kendisi idi.
Bir kez daha Siyonistlerin tüm insanlık için tehdit olduğu gerçeği ortaya çıktı. Dünyanın farklı yerlerinden teröristler, “askerlik” adı altında işgal altındaki Filistin topraklarına gitmekte ve buradaki asrın soykırımına iştirak etmektedir. Siyonistler karşısında yeterli bir tavır ortaya koyamayan devletler, hiç olmazsa, çifte vatandaşlığı olup da israil terör ordusunda askerlik yapan vatandaşlarına esaslı bir yaptırım yoluna gidebilir. Caydırıcı bir yaptırım ile karşılaşan bu caniler, terör örgütü israil ordusunda militanlık yapmaktan vazgeçebilirler. Hiç olmazsa bu yapılabilir.
Gelelim kendi memleketimize…
Katil israil ordusunda militanlık yapıp da memleketimize gelen ve ellerini kollarını sallayarak gezen içimizdeki Siyonist teröristlere asla göz açtırılmamalıdır. Derhal tutuklanmalı ve müebbet hapis ile cezalandırılmalıdır. Bu canilerin cezalandırılması için gerekli hukuki şartlar oluşmakla beraber; cesur hukukçuların gereken hazırlığı yapması gerekir. Derhal dosyalar hazırlanmalı ve mahkemelere müracaat edilmelidir. Tutuklanma kararlarının çıkması sağlanmalı ve necis ayakları ile topraklarımıza bastıkları an hemen tutuklanıp yargılanmalıdırlar. Ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmalıdırlar.
Ayrıca her türlü resmi ve gayri resmi yaptırımlar devreye sokulmalıdır. Bu insanlık düşmanları recm edilecek birer şeytan muamelesi görmelidir. Bugüne kadar bu yönde atılan bir adım duymadık. Devletin bu yönde bir adım atmamış olması son derece düşündürücüdür.
Uluslararası mahkeme ve kurumlar nezdinde israilin soykırım yapmış olduğu ve insanlık suçu işlemiş olduğu tescillenmiştir. Dolayısıyla o orduda görev yapan herkes uluslararası hukuka göre de tescilli olarak suçludur. Böyle hazır bir hukuki zemin var iken, derhal harekete geçilmeli ve halkımızın beklentilerine uygun bir duruş ortaya konulmalıdır.
Halkımızın beklentileri hususunda sınıfta kalan hükümet; hiç olmaz ise bu konuda adım atabilir. Hatta hukuken de atması gerekir. Çünkü soykırım gibi evrensel normlara göre ağır bir cürüm olarak kabul edilen bir suç işleyen canilerin, hukuki yaptırıma tabi tutulmaması beklenemez.
İmkânlarının yetmemesi mazeretine sığınan devlet yetkililerinin, kendi topraklarındaki teröristleri en ağır şekilde cezalandırmamasının bir mazereti olamaz. Biz bu memleketin evlatları olarak, Gazzeli bebekleri vahşice yakan, katleden ve bununla övünen canavarları bu topraklarda istemiyoruz. Vicdan sahibi hiçbir vatan evladının da isteyeceğini zannetmiyorum.
Yetkililerin bu konuda atacağı adımları merakla bekliyoruz.