Ey Gazze, seni unutursak kalbimiz kurusun!
Gazze’de insanlık tarihinin en utanç verici soykırımlarından birisi yaşanıyor. Bir yerde insanlık suçu işleniyorsa, kendisine, “insanım” diyen herkesin bütün imkan ve kabiliyetini kullanarak bu hayâsız cürme “dur” demesi lazımdır. Eğer biz, zulme fiili olarak engel olamıyorsak ve zalimlerle temas hattında olma imkanı yoksa diğer yardımların yanı sıra, hiç olmazsa işlenen zulmü tüm insanlığa duyurmak lazımdır. Zalim Siyonistler, bir yandan anne karnındaki bebeklere varınca kadar, herkesi katlederken, diğer yandan bu katliamın insanlık ailesi tarafından duyulmaması için elinden gelen her çabayı sarf etmektedir. Kendi ülkesinde bile gazetelere ve gazetecilere ağır yaptırımlar uygulayarak gerçekler gizlenmektedir. Bu bağlamda olmak üzere; Gazze’deki zulüm ve utanç verici katliamları dünyaya duyurmak için çabalayan yüzden fazla gazeteci katledildi. Dolayısıyla işlenen insanlık suçunun gözlerden ırak kalmaması hayati bir öneme sahiptir. Siyonistlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin, dünyada ve Türkiye’de gündemi değiştirmeye çalışma çabalarına asla müsaade edilmemelidir. Özellikle Siyonist lobiler ve onların beslemeleri olan işbirlikçi hainler, ince mühendislik çalışmaları ile kamuoyunun dikkat ve enerjisini başka noktalara kanalize etmeye çalışmaktadır.
Türkiye’de de siyonizmin gönüllü kölelerinin ve paralı beslemelerinin ve dahi siyonistlerin av köpeklerinin Gazze’yi gündemden düşürme çabalarına şahit olmaktayız. Hatta bununla da yetinmeyen işbirlikçi hainler, yaptıkları provokasyonlarla halkımızı biri birine düşürmeye; enerji, zaman ve hassasiyetlerini çalmaya çalışmaktadır. Meydana gelen her hadiseyi mecrasından saptırarak ilgisiz bir şekilde yabancı düşmanlığına, oradan Arap düşmanlığına, oradan da İslam düşmanlığına evirmektedir. Özellikle Siyonizm ajanlığı ve işbirlikçiliği tescilli kimi şahıs ve organizasyonlar, israil’in Türkiye şubesi gibi çalışmaktadır. “Milliyetçilik” adı altında, topluma İslam düşmanlığı pompalanmakta ve toplumun kaosa sürüklenmesi için toplumsal mühendislik çalışması yürütülmektedir. Terör örgütü karakterine ve konseptine sahip kimi parti ve organizasyonlar, artık bu memleket için milli güvenliği tehdit eden bir tehlike haline dönüşmüştür. Her fırsatta aziz halkımızı provoke eden ve gençleri emellerine alet eden bu kirli odaklar ve temsilcilerinin ifşa edilmelidir. Halkımızın huzur ve kardeşliğine kast eden, Atatürk ve milliyetçilik maskelerini kullanan bu odakların tertipleri akamete uğratılmalıdır. Toplumsal kamplaşma ve kutuplaşma hedefi ile yoldan çıkan bu Truva atları ve şer odakları, geç olmadan durdurulmalıdır. Toplumda var olan fikirsel farklılıklara karşı şiddeti ön plana çıkararak ve kutsayan, gençleri bu kirli yolda dolgu taşı olarak kullanmaya çalışan hain kişiliklere fırsat verilmemelidir. Gazze konusunda hassasiyeti ile bilinen halkımızın hem gündemini değiştirmek hem de Arap düşmanlığı üzerinden Gazze’ye olan desteğini azaltmaya çalışan şer odakları, tüm halkımızın düşmanıdır ve aziz halkımız, farklı maskeler takan bu hain ve ajan kişiliklere itibar etmemelidir. Yine futbol taraftarlarının zaaflarını iyi tahlil eden kimi futbol kulübü başkanları ve taraftar grupları, barış ve kardeşlik vesilesi olması gereken futbolu, mecrasından tamamen saptırarak siyasal mühendislik oyunlarına alet etmektedirler. Sürü psikolojisi ile hareket eden taraftar grupları da şuursuzca ve sorgulamadan, siyasal mühendislik oyunlarının dolgu malzemesi haline gelmektedir. Öteden beri başına geçtiği takımı sportif başarılara taşımak yerine daima kirli mühendislik oyunlarına alet etmeyi tercih eden Ali Koç, koca bir camiayı ve taraftarlarını kirli emelleri için kullanmaktadır. En son Suudi Arabistan’da oynanması planlanan futbol müsabakası, son anda art niyet ile ortaya konulan şartlardan dolayı ve teknik nedenlerle veto edildiği ve bu durumun, UEFA kurallarının bir neticesi olduğu halde, bu olay mecrasından tamamen saptırıldı. Oysa bu tavır Suudi Arabistan’da değil de Dünyanın herhangi bir ülkesinde gerçekleşseydi sonuç aynı olacaktı. Bu olay, holiganlar kullanılarak öyle bir seviyeye getirildi ki, Türkiye’nin gündemi bir anda değiştirilmeye çalışıldı ve Arap düşmanlığı köpürtüldü, İslam düşmanlığına evrildi ve Filistinlilerin haklı davası konusundaki duyarlılık öldürülmeye çalışıldı. Aziz halkımız, bu ve benzeri sinsi oyunlara itibar etmemelidir.
Diyoruz ki;
Gazze’deki soykırım, savaş ve abluka son buluncaya kadar, tek gündemimiz Gazze’dir. Biz insanlık ailesi olarak, insanlık düşmanlarının ve onların işbirlikçilerinin karşısındayız.