• DOLAR 34.641
  • EURO 36.577
  • ALTIN 2932.037
  • ...

Siyonizm; rengi, ırkı, dini, dili ne olursa olsun, tüm insanlığın ortak düşmanıdır. İnsanlık ailesinde siyonizme yer yoktur. İnsanlık ailesi; barış ve medeniyet ufkunu yakalamak istiyorsa, öncelikle tüm dünyayı ateş topuna çeviren Siyonizm belasından kurtulmalıdır. Zira yeryüzünde ne kadar sorun varsa neredeyse tamamının direkt veya dolaylı sorumlusu Siyonizm ve bileşenleridir.

Siyonizm, kurmuş olduğu küresel ağ ile bütün dünyayı köleleştirmeye çalışmaktadır. Bir avuç Siyonist, ellerindeki imkânları kullanarak, Siyonizm’in dünya krallığını kurmak istemektedir. İşte bu hedefe giden yolda da her şey meşru görülmektedir.

Bugün yerküre üzerindeki savaşların mutlaka bir yerinde Siyonistler vardır. Önce Fitne çıkarırlar, savaş başlar, Siyonistler her iki tarafa da silah satar. İki taraf biri birini her yönü ile tüketir, şehirler harap olur, daha sonra bu sefer şehirlerin imar aşamasında yine devreye girip bütün rantı ceplerine indirirler. Yıllar içerisinde bu döngü hep böyle devam eder.

Siyonistler kurdukları kapitalist ve faizci sistem ile bütün dünyanın kanını emerler. Özellikle Afrika ülkeleri gibi mazlum ülkeleri iliklerine kadar sömürerek bir lokma ekmeğe muhtaç ve kendilerine bağımlı hale getiriler. Tüm insanlığın köleliği sistemini öngördükleri için, hiçbir milletin belini doğrultmasına müsaade etmemeye çalışırlar.

Bugün dünyanın önemli bir kısmını, Yahudi ailelerin sahip olduğu küresel şirketler yönetmektedir. Özellikle New York ve Londra Borsası’na çöreklenen bu tefeci çeteler, birçok devleti bile kendilerine bağlamış ve siyasetlerini biçimlendirmeye çalışmaktadır.

Görünenin aksine; şu an geçerli olan konsept milli devletler konsepti değil, “küreselcilik” adı altına aile şirketlerinin başını çektiği uluslararası ilan edilmemiş küresel imparatorlukların hükmü revaçtadır. Kurulan dünya düzeni siyonizmin efendiliğini,  diğer insanların ise köleliğini öngören bir dünya düzenidir. Herkes bu düzene lanet okuduğu halde umutsuzca konjonktürün değişmezliğine inanıp çaresizce beklemektedir.

Maddi perspektiften önce, insanlığın zihni işgal edildi ve siyonizmin yenilmezliğine inandırıldı. Oysa Gazze’nin bir avuç yetimi, Allah Azze ve Celle’ye dayanıp iman ve iradenin nasıl büyük bir güç olduğunu tüm dünyaya gösterdi.

Bu açıdan hadiseye bakıldığında, Filistin’deki Direnişin; aslında sadece Filistin’in değil, tüm insanlığın ordusu olduğunu gösterdi. Aslında HAMAS, sadece Gazellilerin, Filistinlilerin ya da sadece İslam ümmetinin ordusu değil; tüm insanlığın kurtuluşunu müjdeleyen bir ordudur. O halde bu ordu, insanlık ailesinin ordusudur. İnsanlık ailesi ve insanlığın ortak vicdanı, insanlığı kölelik düzeninin bir parçası haline getirmeye çalışan İsrail ile savaşan Gazze’nin aslanlarına destek olmalıdır.

HAMAS kaybederse tüm insanlık kaybeder. O halde ne olursa olsun bu insanlık cephesi düşmemeli ve HAMAS’ın zaferi için seferber olunmalıdır.  Özellikle toprakları Nil ile Fırat arasında bulunan ülkeler, bu sorun en fazla sizi ilgilendiriyor. Siyonistler, bu toprakların kendilerine ait olduğunu ve bir gün mutlaka alacaklarını söylemektedir.  Daha nasıl ifade etsinler? Hiçbir hassasiyetiniz yoksa bile siyaset aklı ve siyaset matematiği, insanlık cephesinde hemen ve acilen yer almanız gerektiğini göstermektedir. Yani sırada siz varsınız. Bugün Gazze’de yapılan soykırım sizin topraklarınızda olabilir. Bu, Siyonistler için artık sadece zaman ve imkân meselesidir. O halde ey insanlık ailesi, kurbanlık koyunlar gibi sıranızı beklemek yerine ayağa kalkın ve el birliği ile insanlığı Siyonizm belasından kurtarın.