• DOLAR 34.446
  • EURO 36.302
  • ALTIN 2836.87
  • ...

Dindar gençlerin asimilasyonu, yine muhafazakâr bir iktidarın eli ile gerçekleşiyor. Bu iktidar döneminde, ne olduğu belirsiz ortaya karışık gençler türedi. Bu gençler, rol model olarak gösterildi ve muhafazakâr olarak nitelendirilen ailelerin gençleri de bu şahısları örnek alıp yeni bir kişilik ve hayat tarzı ortaya koydular. İslam düşmanlarının tavrı karşısında bu kişilikler ve onları rol model olarak gösteren kurumlara karşı başka seçenek olmadığı için ehven-i şer kabilinden bazı aşırılıklarını ve açıkçası züppeliklerini tolere etmek durumunda kaldı. Bu kişilikler her geçen gün bu yaklaşımı sonuna kadar kötüye kullandılar, din tacirliği yaptılar. Her türlü rezaleti ve yolsuzluğu meşru görmeye başladılar. İslam düşmanlarından, etiketleri dışında neredeyse hiçbir fark kalmadı. “Deve mi kuş mu” olduğu belli olmayan bu tipler yüzünden Aziz İslam dini yanlış anlaşılmaya başladı.

Kendi menfaatleri için İslam’ı maske olarak kullandılar, kullanmaya devam ediyorlar. Bu kişilikler, bu suiistimal alanını ve halkımızın da çıkmazını görünce çok pervasızlaştılar. Artık mızrak çuvala sığmıyor ve bu kırmızı çizgiler çoktan bile geçilmeye başlandı.

Bu ortamı besleyen en önemli etken, iktidarın teşvik ve yönlendirmeleridir. Dindar gençlik hayalleri ve söylemleri ile yola çıkan iktidar; dindar bir gençlik sosyolojisi oluşturamayınca, önce orta bir yerde buluşmaya çalıştı. Bu da olmayınca, “madem gençler gelmiyor biz gençlere gidelim onlara benzeyelim” mantığı ile hareket edildi. “Gençleri kazanamazsak bile oylarını alalım” felsefesi ile hareket edildi. Neticede karşı mahallenin yaptığı ne kadar yozlaşma ritüeli varsa, bunlar daha iyisini yaparız havası içerisine girdiler. Örneğin; her ilde, her ilçede konserler düzenleniyor. Vergilerin artırıldığı ve millete tasarruf çağrılarının yapıldığı bir yerde, iktidar adeta bir lale devri havası oluşturuyor. Haklıdırlar, ekmeğimiz ve suyumuz olmasa da olur ama konserlerimiz olmazsa, hayat damarlarımızdan birisi kopar(!) İşte savrulmanın apaçık fotoğrafı... Eğer iktidarda başka bir parti olsaydı belki de o yoz ortama gitmeyecek olan yüz binlerce genç, muhafazakâr bir iktidarın belediyeleri tarafından düzenlenince o yoz ortama akın akın gidiyorlar. Tehlikenin büyüklüğünün farkında mısınız beyler? CHP zihniyetinin yozlaştıramadığı evlatlarımızı, yozlaştırmaya ve dini değerlerimizden koparmaya ne hakkınız var? Kendinize gelin. Bir de utanmadan ne kadar genci bu yoz ortamda topladığınız ile övünüyorsunuz. Hangi renk ve elbise ile halkımızdan oy aldıysanız seçimden sonra da aynı istikameti muhafaza etmek durumundasınız. Siyasal etik bunu gerektiriyor. Muhalefette iken ve mağdur iken farklı bir söylem ve politikaya sahip iken, iktidara geldikten sonra, daha evvel şikayetçi olduğunuz şeylerin aynısını hatta fazlasını yapıyorsanız, bu yaklaşım doğru değildir. Her zaman aynı ilke ve duruş ile hareket etmek gerekir.

 Papaz ve zangoç hikâyesindeki gibi; bu tarafta iken sesleri farklı duyup diğer tarafta farklı duyuyorsak sorun var demektir.

Buradan halk olarak çağrımız şudur:

Başta bölge olmak üzere tüm, tüm Türkiye’de yoz kültürü yayan bu konser rezaletine son verin. Konserlere tahsis edilen para, fakirlere dağıtılmalıdır. Tasarruf tedbirlerine de bu rezalete son vererek başlayabilirsiniz. Özellikle de bölgede terör azalınca bu sefer de gençlerimiz yozlaşma kıskacına alındı. Terörün boşluğu yozlaşma kültürü ile doldurulmak isteniyor. Gençlerimize, yoz kültür değil, halkımızın değerleri ile uyumlu bir alternatif sunulmalıdır.