• DOLAR 34.446
  • EURO 36.302
  • ALTIN 2836.87
  • ...

Güvercin taklidi yapan leşkargaları…

Ya da koyun postu giymiş sırtlanlar…

Bu memlekette; hangi zümre, hangi kavramı çok kullanıp slogan olarak öne çıkarıyorsa, o kavramı en fazla sakız gibi çiğneyenler de onlardır. Özgürlük kavramını, statükoculuğu amentü haline getirmiş tahammülsüz solcular en fazla kullanmaktadır. Barış kelimesini en çok kullanan; kan ile duş yapmayı temel felsefe haline getiren ve tarihlerini sıktığınızda oluk oluk kan damlayacak olan PKK’dir. Şu yaşadığımız seçim sürecini, savaş sürecine çevirmek isteyen ve aziz milletimizi kaos ve huzursuzluğa sürüklemeye çalışan akbabalar ve bu akbabaların ağababaları kaostan medet ummaktadır.  Tahammülsüzlük ve Stalinist zihniyeti temel felsefe edinen bu akbabalar; kendi yumurtalarını pişirmek için; değil komşusunun evini, memleketi bile ateşe vermekten çekinmemektedirler. Akbabaların hayat felsefesini biçimlendiren, onların iplerini ellerinde tutan ağababalarıdır. Küresel şer güçler ve bu toprakların yerli görünümlü kökü dışarıda olan Dehhak’ları, hedeflerine ulaşmak için bu memleketin evlatlarını cayır cayır ateşe atmakta ve bozuk para gibi harcamaktadır. Yakın zamanda kendini bilmez bazı sorumsuz siyasetçilerin kışkırtıcı ve ötekileştirici beyanlarına şahit olduk. Siyasetçi kostümü giymiş bu sorumsuz kişilikler, tehlikeli bir sürecin fitilini ateşlediler. HÜDA PAR’ın kökünü kazımaktan bahseden Mansur Yavaş, Sinan Oğan, 6-8 Ekim olaylarının azmettiricisi Selahattin Demirtaş, HÜDA PAR’a her gün saldırmayı adeta dini bir ritüele dönüştürmüş olan Ümit Özdağ; bu memlekette gerginliğin tırmanmasına ve sözlü tacizlerden sonra, fiili saldırıların başlamasına sebep oldular. Böyle hassas bir zamanda, daha ok yaydan çıkmadan evvel, toplumun her kesiminin hassas davranması ve halk iradesinin ortaya çıkma meydanı olan seçim arenasını, savaş arenasına çevirmemeleri icap etmektedir. Unutulmaması gerekir ki; bu halkın evlatlarını biri birine kırdıracak olan fitneci ve tahrik edici dilin kimseye faydası yoktur. Tutuşacak bir fitne ve çatışma ateşi, elbette sahiplerine de dönecek ve herkes gibi bu ateşin alevi onları da yakacaktır. Milletin evlatlarını, tutuşturdukları fitne ateşine odun gibi atmayı düşünen, gözleri körelmiş ve kalpleri kararmış zihniyet sahipleri bilsin ki; basiret sahipleri, sadece sokak serserileri ve çeteleri değil, aynı zamanda bu çete sürüsünün iplerini ellerinde tutan bedbahtları da görecek basirete ve ferasete sahiptir. Elbette aziz halkımız, bu çetelerden hesap soracakları gibi; ondan önce, ağababalarına hukuki zeminde hesap soracak basiret, iman ve iradeye sahiptir. Şüphesiz ki aziz milletimiz; kendi bağrından çıkan evlatlarına sahip çıkacak ve koyun postu giymiş provokatörlere gereken cevabı sandıkta verecektir.

Beraberce yaşama ve farklılıklara tahammül kültürünü içselleştirmeliyiz. Farklı renkleri ile hep beraber bir medeniyet inşa edebiliriz. Bu medeniyet kültüründe herkese yer vardır, paylaşımcıdır ve herkes kendisini ifade edebilir.

Bu süreçte hassas davranması gereken kesimlerden birisi de ailelerdir. Evlatlarınızı; fitne ve çatışma alevinin odunu olarak düşünen ve evlatlarınızı bozuk para gibi harcayacak olan kan ve savaş baronlarına prim vermeyiniz. Evlatlarınızı, kirli işret sofralarının mezesi olarak kullanacak olanlara fırsat vermeyin. Evlatlarınıza sahip çıkmaz iseniz, yarın hem başkalarının ciğeri hem de sizin ciğeriniz yanabilir. Hem başkalarının hem de sizin hanenize, bir hiç uğruna ateş düşebilir. Lütfen evlatlarınıza sahip çıkın. Geç olmadan ve hepimizin yüreği yanmadan…