• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Seçim tarihi yaklaştıkça, siyasette hareketlilik artmaya ve ilginç gelişmeler olmaya devam ediyor. Özellikle seçim kampanyaları başladıktan sonra, akla gelmeyen gelişmelerin olması, bazı iddiaların gündeme gelmesi, beklenmedik hamle ve transferler; kasetler, şantaj ve tehditler hiç de sürpriz olmayacaktır.

Karşıtlıklar üzerinden bir araya gelen millet ittifakı, “kervan yolda düzülür” felsefesi ile hareket etmektedir. “Altılı masa” aktörleri, defalarca bir araya geldikleri halde bir türlü beklentileri karşılayamadı ve endişesi olan kesimlerin endişelerini gideremedi. Süreç uzadıkça olumsuzluklar daha fazla konuşuluyor. Pamuk ipliğine bağlı olan birlikteliğin dağılmaması için, somut adımlar atılamıyor. Sadece genel ifadeler ve niyet beyanları ile konuların etrafından dolanılıyor.

Böylesi bir ortamda Kemal Kılıçdaroğlu, çok büyük bir iddia ortaya attı. Öyle açıklamalar yapıldı ki, çok büyük bir beklenti oluştu kamuoyunda. Herkes, siyaset vizyonu belgesinin açıklanacağı günü ve toplantıyı ip ile çekiyordu. Günü geldiğinde birçok kişi hayal kırıklığına uğradı. Hem sunum tarzı hem de içerik olarak beklentilerin çok gerisinde kaldı. Bazı ünlü isimler reklam mankeni gibi kullanılsa da  bizatihi bu tercih eleştirilerin ana nedenlerinden birisi oldu. Hele bazılarının büyük önem atfedilen toplantıya canlı olarak getirilememesi, zoom bağlantısı, danışman olarak pazarlanan bir şahsın sömürge valisi tavrı ve bir tek konuşması için bile kendisine ödenecek olan dudak uçuklatan ücret birçok kişi tarafından eleştirildi. Teknik hatalar, birçok dinleyicide kulaklık olmaması, Selvi Kılıçdaroğlu’nun konuşmalar esnasında uyurken çekilen fotoğrafı bu mahallenin bazı gazetecileri tarafından bile eleştirildi. Hatta bu eleştiri sahipleri ihanet ve döneklik ile suçlandı. Özgürlükten ve medeniyetten bahseden bir kitlenin aslında ne kadar bağnaz, gerici, tahammülsüz ve iflah olmaz müritler olduğu bir kez daha ibret ile müşahede edildi. “Altı benzemez”in işi hiç de kolay değil… Evet, “kervan yolda düzülür” diye bir söz var; ama bu söz her zaman geçerli değil. Çünkü bir türlü kervanın nizama sokulamadığı zamanların olduğu da vakidir. Herkesi bu ittifaktan, kendi çapı ve çevresi ile orantılı olmayan bir beklentisi var. Mecburiyetten dolayı kurulan bu ittifaktan azami fayda sağlamaya çalışıyor. Millet ittifakı seçimi kazanırsa karar alma sürecinin nasıl işleyeceği bir muamma… Minik bileşenlerin liderlerinin bile cumhurbaşkanı üzerindeki etkisi ve bunun karar alma sürecine nasıl yansıyacağı muammalardan sadece birisi… Birçok bilinmeyen var ve karşı mahallenin fikir ve düşünce adamlarının kafası net değil. Kendileri de sürecin nasıl olacağından emin değiller. Zaten bu konular tartışıldıkça belirtilen bu hakikat ortaya çıkmaktadır. Daha ortada bir şey yok iken ve somut olmayan konular için bile onlarca kez bir araya gelen ve bir arpa boyu yol alamayan bu yapı, devleti nasıl idare edecek? Karar alma süreci bu denli hantallaşacak mı? En ufak beklentileri yerine gelmeyen partilerin tavrı ne olacak? Çatlak olmasın diye şimdilik bunların hiç biri konuşulmuyor.

O meşhur toplantı ile alakalı önemli bir hususa değinmek yerinde olacaktır: Anlaşılan o ki, ekonominin Amerikan zihniyetine teslim edilmesi planlanmaktadır. Yine Jeremy Rifkin tercihi, önemli bir hususu bize göstermektedir. Önemli bağlantıları olan Rifkin üzerinden, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına küresel bir desteğin olduğu mesajı verildi ilgili muhataplara… Çünkü Rifkin, Rockefeller ailesinin adeta emir eri gibi çalışan ve büyük desteklerine mazhar olan bir şahsiyet…

Selam ve dua ile