Akaryakıt ve araba vergisi makul seviyeye getirilsin
Türkiye’de bazı sorunlar var ki, herkes bu sorunları kabul ettiği halde, yetki makamına gelince Marko Paşa’yı oynuyor. Özellikle, vergiler konusunda herkesin şikayetleri olduğu halde, iktidara gelenler, daha evvelkilerin koydukları vergilere adeta “Hintlilerin kutsal ineği” ya da “Samiri’nin buzağısı” muamelesi yapmaktadır. Oysa yanlış ve doğrunun; durulan pozisyona göre değil, hakikate göre tayin edilmesi ve dile getirilmesi gerekir. Akaryakıtta ve arabalarda cari olan “Deli Dumrul vergileri”nden rahatsız olmayan bir tek vatandaş var mı? Bu durumu herkes bildiği halde sağ kulağı üzerine yatmayı tercih ediyor. Oysa iktidar, kimsenin farklı niyetlerle hatırlatmasına ve siyaset malzemesi yapmasına fırsat vermeden yanlışları düzeltmesi lazımdır. Aksi taktirde birisi dile getirdikten sonra, yıllardır kronikleşmiş bir sorunu siz çözseniz de bunun siyasal kazancı başkalarının hanesine bedavadan ve zahmetsizce yazılır. Siz de; “yahu bu nasıl oldu” diye, ağzınız açık bir şekilde bakakalırsınız. Muhalifleriniz de hiçbir ter dökmeden tarihi bir kazanç elde etmiş olur. Muhalifleriniz öyle bir çağrı yaptıktan sonra mesele, “altı sakal üstü bıyığa” döner. Sizin açınızdan; “yapsanız bir dert, yapmasanız bir dert” diye düşünürsünüz. “İki ucu keskin bir bıçak” gibi neresini tutsanız elinizi keser. Kendi elinizle her iki halinizle rakiplerinizin değirmenine su taşırsınız. Bu gerçeği kabulden sonra, bunun çözüm yoluna bakalım. Aslında vatandaşın sorunlarını çözerken hiçbir siyasi hesap yapmamak gerekir. Samimiyet ve karşılıksız hizmet sevdası, en isabetli duruş ve siyasi stratejidir. Doğal olmak; yaya kalmak ve stratejik çıplaklık değil, tam tersine en isabetli stratejidir. Buradan hareketle diyoruz ki:
Hükümet, yanlış olan tüm sorunların üzerine gitmeli ve vatandaşın gönlüne bu şekilde doğal bir yolla dokunmalıdır. Vatandaşın sevdiği ve en çok rağbet ettiği hal, doğal duruştur.
Madem motorlu taşıtlar ve akaryakıt konusunda, adalet ve izan ile izah edilemeyecek bir vergi vardır, o halde halk kahramanı olmak için daha ne bekliyorsunuz?
Akaryakıt üzerindeki fahiş vergiler, dengeler gözetilerek kademe kademe azaltılmalıdır. Deli Dumrul vergisi haline gelen araba vergileri kaldırılmalıdır. Akaryakıta ödediğimiz paranın büyük bir kısmı, malın kendisine değil, vergilere gitmektedir. Vatandaş bir araba aldığında aslında adeta iki araba parasını ödüyor. Zar zor kendisine bir araba alırken, diğer arabayı devlete “kerhen ve icbaren hediye” etmektedir. Bu durumdaki vatandaşın psikolojisini; aslında dişlerini sıkarken gülüyormuş görüntüsü vermeye çalışırken, yüzü pişmiş kelle gibi sırıtan adam tablosuna dönen birisine benzetebiliriz. Evet, her araba alan vatandaş bir araba da devlete hediye ediyor. İşin hakikati budur. O halde; hak, adalet, akıl ve izan ile izah edilemeyecek bu durumu ortadan kaldırıp vatandaşı rahatlatmak lazımdır.
Önümüzdeki dönemde çok kritik bir seçim var iken ve seçimin atmosferini teneffüs ettiğimiz bu dönemde geç olmadan bu iki kronik soruna el atılmalı ve çözülmelidir.