• DOLAR 34.647
  • EURO 36.346
  • ALTIN 2928.569
  • ...

Toplumu dizayn etmek isteyen toplum mühendisleri, hedeflerine ulaşmak için her seferinde kendilerine yeni bir kurban bulurlar. Bazen bu ortamı hazırlamak için yıllarca süren çalışmalar neticesinde uygun zamanda düğmeye basarlar bazen de ülkelerde var olan krizi fırsata çevirirler. Bu odaklar, toplumsal krizleri ranta çevirme konusunda son derece mahirdirler. Gerçek maksatlarını son derece haklı ve masum taleplerin ardına saklarlar. Var olan krizi çok iyi işlerler. Öyle ki; insanlar, bu odakların, pelerinlerinin arkasına saklamış oldukları ve zamanı gelince sırtımıza saplayacakları hançeri ve de o hançeri tutan eli görmezler.

 Bazı doktorların yaşadığı sorunlar ve vatandaş ile karşı karşıya gelmeleri, bütün doktorların ve topyekûn bütün meslek temsilcilerinin sorunu imiş gibi işlenmektedir. Bu kamplaşmanın öznesi, bu gün doktorlar olmuştur yarın da başka bir meslek grubu olur. Bu sorun bilinçli olarak kaşınmakta ve büyütülmektedir. Var olan sorunlar, doğal mecrası içerisinde çözüme kavuşturulması gerekirken, bambaşka bir atmosfer oluşturulmuş. Şer odakları, toplumsal barış ve mutabakatı hedef almıştır.

Özellikle bazı sendikaların ve doktorların, provokatörlük kokan sosyal medya eksenli açıklamalarını iyi niyetli bulmuyoruz. Bu yaklaşım, hak etmediği halde bütün doktorları aynı çizgide ve aynı duruşa sahip gibi göstermektedir. Oysa doktorların kahir ekseriyeti bu çizgide değildir.

Şu an, bu konuda oluşturulan algı şudur:

Sanki toplumun tamamı, tüm doktorları bir kaşık suda boğmak için yemin içmiş gibi beklemektedir. Sanki toplum, tüm doktorların amel defterlerini kapatmak için hastane etrafında pusuya yatmış. Sanki hastalar tedavi olmaya gelen yardıma muhtaç insanlar değil de doktorları parçalamaya gelen zombilermiş ve doktorların da her an ellerinin tetikte olması gibi bir algı oluşturulmuştur.

Bazı kesimlerin doktorlara silah verilmesi gerektiği yönünde ortaya koydukları tavır aslında ne kadar art niyetli olduklarını göstermektedir. Doktor ve hasta ilişkisi, aslına sadece para ile izah edilmeyecek özel bir ilişkidir. Bu ilişkinin içerisinde bir parça vefa ve de duygusallık da vardır. Hatta neticesi itibari ile bu mesleğin insanı kucaklayan boyutu ile kutsallığı vardır. Yani doktorluk, birçok yönü ile fedakarlığın, duygunun ön planda olduğu  bir meslek olması hesabıyla diğer birçok meslek grubundan ayrışmaktadır. Doktorlar ve hastalar başta olmak üzere, toplumun her kesimi olaya bu şekilde bakmalıdır. Bu noktada, milletin bağrından çıkmış bu milletin evlatlarının toplum mühendisliğine alet edilmesine asla fırsat verilmemelidir.

Doktorlar bu milletin evlatlarıdır. Bunca yıl dirsek çürütüp yetiştiler bu millete hizmet etmek için. Doktorlar, bu milletin evlatları olarak hizmet için var olduklarını bilmeli, halk da bir doktorun kolay kolay yetişmediğinin bilincinde olarak, doktor evlatlarını şefkat ile kucaklamalı, pusuda yatan sırtlanlara yem etmemelidir.

Sağlık sektöründe yaşanan şiddet olayları, her sektörde az veya çok görülmektedir. Bu olayları yasal yollarla kontrol altına almak veya minimize etmek gerekir. Topyekün hizmeti askıya almak kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Bazı sektörlerin grevi olmaz. Bazı hizmetlerin keyfiyeti para ile ölçülmez, ölçülmemelidir. İşte bu sektörlerden birisi de sağlıktır.

İnsanlar, bazı zamanlarda fiziksel ve duygusal kırılmaları çok yoğun olarak yaşar. İşte hastaneler de bu mekânlardan birisidir. Bu yüzden bu mekânlarda daha çok sağduyu lazımdır. Yine doktorların bizler gibi duyguları olan insanlar olduğu ve zaten sistemsel birçok yanlıştan ve yoğunluktan dolayı yoğun stres altında çalıştıkları bilinci ile bu insanlarımız özellikle hizmet başında bunaltılmamalıdır. Onlar bizim gözde evlatlarımızdır. Bırakınız işlerini yapsınlar. Birkaç kendini bilmez ve ne oldum delisi olan tiplere bakıp da evlatlarımıza yüzümüzü ekşitmemeliyiz.

Burada devlete de hayati bazı görevler düşmektedir:

  1. Doktorların çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve abartılı olmayan güvenlik tedbirlerinin alınması.
  2. Doktorlar, yarı resmi olan sendikalara mahkûm edilmemelidir. Bu noktada tekel olan sendika ve kurumların tekellerinin kırılması için gereken yasal adımlar atılmalıdır.
  3. Milletimizin gözde evlatları olan doktorlarımız ile halkımızı karşı karşıya getirmek isteyen kurum ve şahıslara karşı yasal adımlar atılmalı ve gereken tedbirler alınmalıdır.