• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bir devrimci geçti bu topraklardan... Bir asra yaklaşan sessiz bir devrimin mimarı Mahmut Ustaosmanoğlu Hoca Efendi, her fani gibi ahirete irtihal etti. Ama arkasında muazzam sessiz devriminin eseri olan bir miras bıraktı bu topraklarda… Devrim çalışmaları sessiz idi; ama vefatı ile beraber uğurlanışı muazzam idi. İstanbul böyle bir kalabalığı tarihinde az görmüştür diye düşünüyorum. İşte yapmış olduğu devrimin ne denli muazzam ve önemli olduğunu, İstanbul’u dolduran milyonlar gösteriyordu. Hem mürşid hem de alim olarak davet faaliyetlerin yürüten bir zat, adeta bu topraklarda kimsenin beklemediği ölçüde bir devrim gerçekleştirmiş idi. Allah, rahmet eylesin ve hocamızın ruhu şad olsun.

Bir alim ve mürşidin, adeta tek başına bir ümmet olarak bir toplumu nasıl dönüştürdüğünü gördük. Bu hadise, alimlerin ve mürşidlerin ve onları yetiştiren kurumların ne kadar ehemmiyetli olduğunu bize bir kez daha göstermiştir.

Maddi ve manevi varlığı ile bir toplumu; idareciler, alimler ve mürşidler yönlendirir. Yöneticiler, bir toplumun idaresi ile ilgilenirler. Alimler, toplumu fikren ve zihnen aydınlatırlar. Mürşidler ise bir toplumun kalbidirler, ruhudurlar. Müşridleri ve alimler bir tolumdan çekip aldığınız zaman ortada ruhsuz ve kalpsiz bir beden kalır.

Mürşidlerimiz ve alimlerimiz, bu topraklarda İslami davet kiliminin birer motifidirler. Her birisinin davet tarzı bu kilime güzellik katan birer motiftir. Davet kilimindeki birçok motifin farklılığını, uyumlu bir komposizyon çerçevesinde düzenlemek lazımdır. Mürşidlerimiz ve alimlerimizin farklı stratejilerini; ayrılık değil, bir bütünü tamamlayan ahenkli unsurlar olarak değerlendirmek gerekir.

Alimlerin ve mürşidlerin çabalarının; ıslah, irşad ve davet çabalarının aynı mecraya sokulması ve koordine hale getirilmesi, bu topraklarda müthiş bir Rahmani sinerji oluşturur.

Islah ve davet çalışmalarının merkezi olan medrese ve dergâhlarımıza daha ciddi anlamda destek vermek gerekir ve hak ettikleri itibar sağlanmalıdır. Özellikle toplumun ifsadı için yoğun planı ve sistematik bir çabanın sergilendiği günümüzde; bu kurumlarımız ve onların önderleri olan alimler ve mürşidler, toplumumuzun direnç kaleleridir. Organizeli saldırılara ve ifsat faaliyetlerine karşı organizeli ıslah faaliyelerini yapmak gerekir. Karşımızda, istikbalimizi çalmak isteyen ve gelecek nesillerimizi elimizden almak isteyen hayasız bir çete ve onların uluslararası destekçileri vardır. Bu hayasız güruha verilen destek her geçen gün daha fazla artmaktadır. Her geçen gün daha organizeli ve örgütlü olarak toplum bünyemize saldırı olmaktadır. İşte tam da bu noktada, bugün alimlerin ve mürşidlerin kıymetini bilmeyenler ve onların çabalarına omuz vermeyenler, yarın istikballeri ellerinden alındığı zaman bu acı hakikat ile yüzleşeceklerdir. Bizzatihi evlatları ellerinden alındığı zaman bu acı gerçeği yüreklerinde hissedecekler ve dizlerini döveceklerdir.

Netice itibariyle;

Alimlere ve mürşidlere düşen; irfan ve ilmi birleştirmenin yanı sıra, her ekolün davet ve irşat çalışmalarını İslam kiliminin biri birini tamamlayan farklı ama ahenkli motifleri olarak düşünüp, muazzam bir koordinasyon içerisine girmektir. İşte sessiz devrimin tekamül noktası budur. Çünkü alim ve mürşidlerin bu noktaya gelmesi demek, kopmuş bir tespihin taneleri haline gelen insanların yek vücut olmasını sağlar.

Halkımıza düşen is; alimin, ilmin, irfanın, mürşidin kıymetini yakinen bilip; irşat kurumlarına her açıdan destek verip itibarlarına katkıda bulunmaktır.

Allah Azze ve Celle, bir asra yaklaşan sessiz devrimin mimarına rahmet eylesin.