178 Can
ABD insansız uçak saldırılarında, bir yılda 178 Pakistanlı ve Yemenli çocuk hayatını kaybetti. İşte bundan bahsediyoruz.
Bu tespit edilebilen rakam… Ayrıca bu sayıya diğer Müslüman ülkeleri de ilave edersek, karşımıza tam bir vahşet tablosu çıkacaktır. Dünya sessiz, dünya suskun…
Bu tespit edilebilen rakam… Ayrıca bu sayıya diğer Müslüman ülkeleri de ilave edersek, karşımıza tam bir vahşet tablosu çıkacaktır. Dünya sessiz, dünya suskun…
Amerikalı belgesel film yapımcısı ve araştırmacı gazeteci Robert Greenwald, insansız uçak saldırılarını ele aldığı son çalışması ile bu zalim ve menfur saldırıların küçük kurbanlarını ele aldı.
Pakistan ve Yemen`de insansız uçak saldırılarını yaşamış çocuklarla konuşan Greenwald, saldırıların etkilerinin çocuklar üzerinde derin etkiler bıraktığını belirtiyor. Bu iki ülkede bir yılda 178 çocuğun ABD insansız hava araçları tarafından gerçekleştirilen saldırılarda öldüğünü belirten gazeteci, hayatını kaybeden çocukların bazılarının isimlerini ve görüntülerini ekrana taşıyor. Saldırılardan kurtulan çocukların ise ciddi travmalar yaşadığını anlatan Greenwald, insansız uçakları gören ya da seslerini duyan çocukların çığlık atmaya başladığını söylüyor. Yani katledilenlerin yanı sıra, yaşayan çocuklara da hayat zehir edilmiş. İslam ile savaşı, yeni bir konsept olarak benimseyen ABD öncülüğündeki küresel Haçlı şebekesi, Müslüman halk üzerinde tam bir terör estiriyor. Bu cürümlerine gerekçe olarak da hemen kirli ve meşum çıkınlarından o meşhur kelimeleri çıkarıveriyorlar:
İslami terörle savaş ve halklara demokrasi getirme… Bu terör eylemleri Amerika için adeta bir hak olarak görülmektedir. Bu katliam dalgası her an her yerde birilerini yakalayabilir. Kadın, çocuk veya yaşlı olmanız da bir şey değiştirmez. Bazen bu saldırılar neticesinde bir aile topyekûn katledilmektedir. Bir apartman yerle yeksan edilebilmektedir içinde kim olduğuna bakılmaksızın… Özür dilemek her zaman tenezzül edilen bir olay olmasa da, dilendiği zaman adeta büyük bir lütuf olarak görülüyor. Her şey rağmen eğer tenezzül edilmişse, bir özür ile bütün mesele kapatılıyor. Çoğu zaman bu bile fazla görülüyor Müslüman mazlumların dökülen kanları ve parçalanmış bedenleri için. İşte terör devleti Amerika`nın gözünde dökülen Müslümanların kanının diyeti ancak bu kadardır.
Yemen`de 2002-2012 yılları arasındaki saldırılarda toplam 362 ile bin 52 arasında insan öldü. Somali`de 2007-2012 yılları arasındaki menfur saldırılarda toplam 58 ile 170 arasında insan öldü.
Pakistan`da 2004-2012 yılları arasında toplam 352 ABD terör saldırısı gerçekleşti. Bu saldırılarda 2 bin 590 ile 3 bin 338 arasında insan öldü. Ölenlerin 176`sının çocuk olduğu bildiriliyor. Bal arılarının takılıp kaldığı, eşek arılarının ise delip geçtiği uluslararası hukuk sistemi, bu zulme karşı herhangi bir yaptırıma sahip değil. Hatta yaptırım bir yana, bu sistem, çoğu zaman bu katliamların kurumsal çatısı oluyor.
Evet, zikredildiği üzere sadece bir yılda ve sadece Pakistan`da ve Yemen`de ve tespit edilebilen 178 çocuk…
Kimse yüzünü çevirip de bakmıyor; bu mazlum ve Müslüman çocuklar niye öldü diye… Bu masum çocukların vahşice bombalarla paramparça edilmesi hangi konsept ile açıklanabilir? Dünya kör, dünya sağır… Müslümanlara gelince, onların, bedenleri paramparça edilmiş bu çocuklardan çok daha önemli işleri var. Bazı coğrafyalarda ise birbirlerini boğazlamak ve tekfir etmekle meşguller…
İslam dünyasına öncülük etme iddiasında olan aktörler, nerdesiniz? “Irak petrollerine kayıtsız kalamayız” diyen yetkililer, nerdesiniz? Bu çocukların kanlarını uluslararası alanda gündem etmeyi stratejik bulmuyor musunuz? Evet. Haklısınız; çünkü bu masum bedenlerin haklarını talep etmek petrol getirmiyor. Bakınız, bu saldırıların tamamı İslam beldelerinde oluyor. “Biz Müslümanlarla ve İslam`la savaş halinde değiliz” palavrasını dilinden düşürmeyen ABD, İslam Ümmeti`nin tepkisizliği karşısında daha da vahşileşiyor. Çünkü kimse ABD`nin Müslümanları hangi hakla katlettiğini sorgulamıyor. Kimse, bu çocuk katliamlarının terörle mücadele ile ne alakası var, diye sormuyor?
Terör şebekesi ABD, her hali ile bu ümmetin müzmin düşmanıdır. İslam ümmetinin muzdarip olduğu tüm sorunların kaynağında direkt veya dolaylı olarak ABD vardır.
Kanlarımıza ve kutsallarımıza yönelik mütecaviz politikalarını her geçen gün daha da ileriye götüren ABD, terörde sınır tanımıyor.
Merak ediyoruz, ABD`nin, İslam ümmeti tarafından topyekûn düşman olarak ilan edilmesi için daha ne yapması lazım?
Farkında mısınız, suskunluğumuzun bedelini daha bazıları kundakta olan bebeklerimiz, çocuklarımız ödüyor. Gafletimizin bedelini yaşlılarımız ve kadınlarımız ödüyor. Ey İslam Ümmeti, daha neyi bekliyorsunuz?