Ey Müslüman, Melekler Daha Zırhını Çıkarmadı
İslam ümmetinin, zulme karşı gösterdiği tepki, saman alevine benzemektedir. Alev hemen tutuşur, parlar ama çabucak söner, devamı gelmez. Tutuşan aleve bakanlar, artık bu noktadan sonra Müslümanların, zalimlerin ayakları altındaki toprağı cehennem ateşi ile yakacağını zanneder. Müslümanlar da şöyle bir esip gürlerler ama bir türlü yağmazlar; kasırga ve tufan olup da zulmün kalesini kökten sökemezler.
Özellikle Filistin davasında İslam Âlemi’nin tutumu tam da budur. Siyonist çetenin kuruluşundan beri, artarak devam eden sorunlar bir yana, son olaylara sebep olan etkenler ortadan kalkmadığı halde, sanki her şey bitti gibi davranıyoruz. İslam Ümmetinin bu gaflet ve zaafını iyi çözen Siyonistler, her defasında ileri hamleler yapmakta ve iki adım atmakta, karşıdan çok ciddi tepkiler geldiğinde ise sadece geriye bir adım atmaktadırlar. Böylelikle zamana yayılmış bir şekilde adım adım hedefine yürümektedir. Biz de, Siyonistler geri adım attı diye seviniyoruz. Oysa sorunların hiç biri çözülmediği gibi Siyonistlerin iki adım ileri attığı yolda sadece bir adım geri atmıştır. Yıllardır bu politika hep böyle devam etti. Terör çetesi israil, her geçen gün işgalini genişletiyor ve tahkim ediyor. Filistin’in işgal haritasına, adım adım istila edilmesine baktığımızda, bu stratejinin nasıl yürüdüğünü ve yıllara yayılmış bir şekilde neredeyse Filistin’in tamamını işgal ettiklerini görürüz.
Gazze’ye ve Filistin’in diğer yerlerine yapılan son saldırılarda çok sayıda kardeşimiz şehid oldu. Müslümanlara ait kutsal mekânlar dâhil olmak üzere çok sayıda yapı yıkıldı. Bunun karşılığının olmadığını gören terör çetesi, her seferinde aynı şeyleri yapıyor. İşte terör çetesini böyle cesaretlendiren, bizim acizliğimiz ve tepkimizin de sadece saman alevi gibi olmasındadır.
Son büyük saldırıdan sonra artık Gazze’yi imar vakti gelmiştir. İslam ümmetinin Gazze ve diğer yerlerdeki kardeşlerimizin yaralarını sarma vakti gelmiştir. Elbirliği ile yıkılan evleri tamir etmeli ve kardeşlerimize madden ve manen destek olmalıyız. Ama kesinlikle bununla yetinmemeliyiz. Filistin konusunda gafletle geçen yılları telafi etmek için, bu saldırılar bir milat olmalıdır. Artık saman alevi gibi parlamak ve hemen sönmek yerine, Kudüs özgür oluncaya kadar bir direniş ve özgürlük meşalesi yakmalıyız. Her bir gönle, Kudüs sevgisi ekilmeli ve bu Kudüs sevgisi, cihat aşkı ile sulanmalıdır. Avuçlarımızda büyüteceğimiz Kudüs’ün özgürlük sevdasını, Mescid-i Aksaya doğru uçurmalıyız. Öyle ki, özgürlük güvercinleri, özgür bir Mescid-i Aksa’ya konsun. Bir daha Filistin davası gündemden düşmemelidir. Siyonizm ile savaşımız dünyanın her yerine taşınmalı, Allah’ın mukaddes arzı, her tarafta mel’un Siyonistlere dar edilmelidir. Küresel intifada mantığı ile her alan ve mekan Siyonistlerle mücadele zemini olmalıdır. Bütün sorunlarımız olduğu yerde duruyor ve hiçbir şey çözülmedi. Melekler hala zırhlarını çıkarmadılar bile, siz niye savaşmadan, yoruluyorsunuz ve oturuyorsunuz?
Rahman’ın arşından Gazze’ye inen melekler zırhlarını çıkarmamış iken size ne oluyor ki savaş kazanmış gibi oturuyorsunuz? Ey savaş meydanlarının tozunu yıllardır yutmamış olan İslam ümmetinin evlatları, sizin yeriniz, küfür ve zulüm ile savaşma meydanıdır. Mukaddes beldelerimize el uzatılmış, çocuklarımız ve kadınlarımız katlediliyor.
O halde oturmak yerine, ufuktan Ebabil sürüsünü beklemek yerine,ufuktan beliren ve küfrün başına siccil taşları yağdıran Ebabil sen ol.