• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.825
  • ...

Muhammed Mehdi Akif'in şehadetinin yıldönümü, Mısır'daki Müslümanların uğradığı zulmü bir kez daha bize hatırlattı. Dünya Müslümanları Mısır'daki mazlum kardeşlerimizi unutup meydanları terk etseler de, gündemlerini değiştirselerde Mısır'daki zulüm tablosu değişmedi. Darbeden bu yana , darbecilerin İslam ve Müslümanlarla savaşı devam ediyor. İnsanlığın öldüğü bir coğrafyada zulüm farklı şekilleri ile devam etmektedir. Özellikle bu aşamada engizisyon mahkemeleri gibi çalışan mahkemeler, kıyım makinelerine dönüşmüş bulunmaktadır. Cunta, işledikleri suçları mazlumlara yükleyerek ve daha başka birçok komik ve hezeyan niteliğindeki iddialarla Mısır'ın mazlum evlatlarını darağacına göndermektedir. Hele sudan bahanelerle yakalanıp doğumları beklenip doğumlarını müteakip 2 ay gibi bir süre sonrasında idam edilen kadınların uğradığı zulüm arşı Rahman'ı titretmektedir. Dünya ise, insanlığın idam sehpasına gönderilmesi ve insanlık tabutuna son çivilerin çakılması anlamına gelen bu olaylara karşı kör ve sağır olmayı tercih etmektedir.

Zindanlarda ve dehlizlerde yüzlerce kanser hastası kaderleri ile başbaşa ölümü beklemektedir. Temel insani haklardan olan tedavi olabilme hakkı engelenen onlarca Müslüman şehit oldu. İşte Üstad Muhammed Mehdi Akif de bunlardan birisi idi.
Bu vesile ile kahraman Üstadı kısaca tanıyalım.

Ömrünün 27 yılını Mısır zindanlarında geçiren ve mahkumiyeti sürdüğü esnada hastanede şehit olan İhvan-ı Müslimin'in mürşidi Muhammed Mehdi Akif, hayatını ilmek ilmek İslam ve mücadele ile inşa etmiştir. 1928'de doğan Mehdi Akif, İlk öğrenimini Mansura, orta öğrenimini ise Kahire'de okudu. Önce Beden eğitimi ardından Hukuk fakültesinde lisans eğitimine devam eden Mehdi Akif, üniversite yıllarında İhvan'ın çeşitli kollarında görev almaya başladı.

1954 yılında çeşitli sebepler gerekçe gösterilerek tutuklanarak idama mahkum edilen Mehdi Akif, 20 yıl hapis yattıktan sonra 1974'te cezaevinden çıkar ancak diğer arkadaşları idam edilir.

Bu süreç içinde yaşadıklarını içeren anıları; gerçek imanı sinede taşımanın, elde kor ateş tutma ile eşdeğer olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Anılarının sadece bir kısmını okuduğumda büyük bir dehşete kapılmıştım.

Akif, cezaevinden çıkar çıkmaz Müslüman Kardeşler Teşkilatı'ndaki çalışmalarına kaldığı yerden devam eder. Teşkilatın dış ilişkiler sorumlusu olur. Suudi Arabistan , Ürdün , Malezya , Bangladeş , Türkiye, Avustralya , Mali, Kenya , Kıbrıs , Almanya, İngiltere ve Amerika'da teşkilat çalışmalarına başlar. Çalışmalarını ise sürgüne gönderildiği Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'dan yönetir.

1987'de tekrar Mısır'a döner. Hüsnü Mübarek döneminde 1996'da Müslüman Kardeşler'deki çalışmaları nedeniyle yeniden tutuklanır ve 3 yıl daha hapis yatar.

1987-2009 yıllarında İhvan Rehberlik Bürosu üyeliği yapan Akif, 1987'de Kahire'nin doğu bölgesinden milletvekili olarak İhvan listesinden meclise girmişti.

Memun el-Hudeybi'nin vefat etmesinin ardından, 2004'te İhvan Rehberlik Konseyi Başkanlığına seçilmişti. Görev süresinin 2010'da dolmasının ardından tekrar aday olmayacağını ifade eden Akif, görevini bırakmıştı.

3 Temmuz 2013'te yapılan askeri darbenin ardından gözaltına alınarak yargılanmıştı. Darbeci Mısır yönetiminin 2013'ten beri zindanda tuttuğu Mehdi Akif, 21 Eylül 2017'de, sağlık durumunun kötüleşmesi nedeniyle yoğun bakıma alındı, ertesi gün 89 yaşında hastanede şehadet mertebesine ulaştı. Darbeci Sisi rejimi, Akif'in cenaze törenini engelledi ve ailesini de onu sadece 2 saat içerisinde gömmeye zorladı. Akif'in cenazesinde sadece 4 kişiye izin verildi.

Bu vesileyle, başta Şehit Üstad Muhammed Mehdi Akif olmak üzere, tüm şehitlere ve mazlumca katledilenlere Allah'tan rahmet diliyoruz.
Böyle büyük kahramanların şehadetlerinin, İslam ümmetinin diriliş ve silkinişine vesile olmasını Allah Azze ve Celle'den temeni ediyoruz. Allah (CC), bizleri onların şehadetlerinin ve kanlarının bereketinden mahrum etmesin.