• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Filistinli Müslümanlar, Kudüs`ün işgaline engel olmak için, yediden yetmişe seferber olmuşlar, İslam ümmetinin siyonizm ile mücadelesinde, suskun ümmet adına bedeller ödemektedirler. Filistin`in evlatları birer birer toprağa düşmektedir, ölü ümmete can ve kan olabilmek için… Bir süredir devam eden gösterilerde, elliden dazla Filistinli kardeşimiz şehid oldu. Bunlar arasında kadınlar, çocuklar; hatta ayakları olmayan sakatlar vardı. Onlar; kadın, çocuk ve sakat olmayı, direnişten geri kalmak için bir özür saymadılar. İslam ümmetinin yükünü omuzlarına aldılar ve Allah`a, alnı ak bir şekilde yürüdüler. Gelen haberlere göre; bu gün (14.05.2018) yapılan gösterilerde onlarca Müslüman şehit oldu ve yüzlerce Müslüman da Siyonist kurşunları ile yaralandı. Olaylar bütün şiddeti ile devam etmektedir. Tüm dünyanın gözü önünde, silahsız protestoculara karşı büyük bir vahşet ve kıyıma imza atılmaktadır.

 Ey Müslümanlar, bir avuç Filistinli kardeşimiz; sizin, bizim adımıza can vermektedir. O halde, tüm Müslümanların, Filistin intifadasını küresel bir intifadaya, başkaldırıya dönüştürmesi gerekir. İslam ümmetinin her bir ferdi, bulunduğu yerde elinden geleni yapmalıdır. İbrahim Ebu Süreyya`yı hatırlarsınız. İsrail'in 2008 yılında Gazze'ye düzenlediği hava saldırısında iki bacağını kaybetmesine rağmen Kudüs'e destek gösterilerine tereddütsüz katılan Filistinli İbrahim Ebu Süreyya'nın son sözleri şu oldu:

"Bu toprak bizim, teslim etmeyeceğiz."

Sakatlığını mazeret olarak görmeyen İbrahim Ebu Süreyya, yiğitçe ileri atıldı ve şehit oldu. Öyle ise hiçbir sorunu olmayan Müslümanların Filistin adına ayağa kalkmaması ve şeytan Siyonistleri taşlamaması büyük bir utançtır. Bu gün bu mücadeleden geri kalan hiçbir Müslüman`ın mazereti olamaz. Bu gün direniş günüdür, mazeret arama günü değil. Halkı Müslüman olan ülkelerin liderleri başta olmak üzere, tüm lider ve önderler bu günü seferberlik günü ilan etmelidirler. Meydanlar, ayaklarını yere vuran yiğitlerin öfkeleri ile tutuşmalıdır. Meydan ve sokak gösterileri, politik süreçler ile desteklenmelidir. Filistinliler ve bu davanın öncüleri her zemin ve merhalede desteklenmelidir. Siyonistlere ve onların emperyalist destekçilerine, Filistinlilerin ve Filistin davasının sahipsiz olmadığı gösterilmelidir. İslam ümmetinin dağınıklığından ve gafletinden cesaret alan Siyonistler ve emperyalistler, işgal takvimlerini hızlandırdılar. Şu anki durumun işgal için en uygun zaman olduğu kanaatine vardıkları için elçilik taşıma işini erkene aldılar. Onur sahibi İslam ümmetinin her bir bireyi, daha ölmediğimizi ve küllerimizden nasıl doğacağımızı düşmanlarımıza göstermelidir. Ya hep beraber ayağa kalkarız ya da zillet ve kölelik zincirinin boynumuza geçirilmesini kabullenmek durumunda kalacağız. Avrutlarını şişirip cihattan bahseden kardeşlerimiz, işte en büyük cihat… İşte cihat, işte meydan…  Filistin ve Kudüs meselesinin akide meselesi olduğunu anlatan Müslümanlar, işte akidenize en büyük saldırı yapılmaktadır. Ayağa kalkın ve ellerinizdeki imkânları seferber ediniz. Biri birlerinin beldelerinde taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmayanlar, işte ortak düşman olan Siyonistlere karşıda sizden aynı şiddet ve celali bekliyoruz. Eğer hala sizde biraz onur kalmışsa, kalkın ve Siyonistlerin ayakları altındaki toprağı ateşe veriniz, gök kubbeyi siyonistlerin ve işbirlikçilerinin başına yıkınız. “Atarız ha, atarız ha”, deyip dünyayı kendiniz güldürmek yerine, o füzelerinizi Siyonistlerin tepesine çakınız. 

Bu gün, tarihin kırılma noktasında bulunmaktayız. Artık haşlanmış kurbağa sendromundan kurtulup itiraz sesimizi yükseltmeli ve onurlu bir duruş ortaya koymalıyız.