• DOLAR 34.667
  • EURO 36.343
  • ALTIN 2939.975
  • ...

Doğu Türkistan`da bulunan Müslümanlar, Komünist Çin Devleti`nin zulmünü, iliklerine kadar yaşamaktadır. Bu zulüm halkasına, her geçen gün yeni uygulamalar eklenmektedir. Buradaki Müslümanların temel hak ve özgürlükleri gasp edilmiştir. İnsanlık dışı uygulamalar, rutin bir hal almış ve kalıcı bir politikaya dönüşmüştür. En son gelen haberlere göre; kardeş(!) aile uygulaması adı altında büyük bir zulme imza atılmıştır. Bu uygulamaya göre, her Müslüman ailenin evine Çinli bir erkek yerleştirilmek suretiyle, Müslümanların aile ve mahremiyetleri ayaklar altına alınmıştır. Çinli erkekler, Müslümanların evlerine yerleştirilmiş ve Müslümanların en temel kurumlarından olan ailenin asimile edilmesi amaçlanmıştır. Bu uygulamayla, zamanla Müslümanların, mahremiyetlerinin ayaklar altına alınmasına, namuslarına el uzatılmasına alışması ve bunu normal görmeye başlaması amaçlanmaktadır. Böylece kontrol altına alınmış olan aileler, aynı zamanda din, iman ve namus mefhumlarından uzaklaştırılmış olacaklar. Asimilasyona karşı sığınak olan bu dinamikleri Müslümanların elinden alırsanız, geriye bir şey kalmaz. Böylelikle Çinliler ve Doğu Türkistanlı Müslümanlar arasındaki fark ortadan kalkacaktır. Bu ise Müslümanlar için ölümdür.

Tarihin farklı devirlerinde farklı zulüm örneklerine şahit olduk, okuduk. Ama böylesini, zulmün bu denli alçakçasını şahsen ilk defa duymaktayım. Tarih boyunca Müslümanlara zulmeden birçok zalim gelip geçmiştir; ama böylesi görülmedi, duyulmadı. Hal böyle iken, temel insani hak ve özgürlükler ayaklar altına alınırken kimseden ses çıkmıyor. Çünkü Doğu Türkistanlıların acıları para etmiyor. Eğer bu mazlumların acıları, kirli siyaset sofralarının mezesi olsaydı, sonuna kadar bunun edebiyatı yapılır ve bu acılar suiistimal edilirdi. Uluslararası arenada Çin`in gücünden çekinen devletler, bunu gündemlerine dahi almamaktadırlar. Hatta böyle bir dertlerinin bile olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu konuda herkesi duyarlı olmaya ve kamuoyu oluşturmaya davet ediyoruz. Şi Cinping`in, komünist ve zalim iktidarının aşağılık cürümleri lanetlenmeli ve Müslüman kardeşlerimizin yanında olmalıyız. Halkı Müslüman olan ülkelerin her birisinin Çin ile farklı siyasi veya ticari ilişkileri bulunmaktadır. Veya başka küresel güçlerin şerrinden emin olmak için, Çin ile aynı blokta konumlanmışlardır.

En üzücü olan hususlardan birisi, Türkiye`den herhangi bir tepkinin ve Çin nezdinde bir girişimin olmamasıdır. Diplomatik girişimler bir yana, kardeş(!) aile uygulamasını ve Doğu Türkistanlı büyük alim Muhammed Salih`in zindanda işkence ile şehit edilmesini protesto etmek üzere Çin konsolosluğuna yürüyen protestoculara izin verilmemesi son derece esef verici idi. Türkiye`nin devlet ve halk olarak Doğu Türkistan`daki zulme karşı sesini yükseltmesi gerekir.

Temelde, halkı Müslüman olan devletlerin, farklı emperyalist zalimlere yaslanması geleneği ve politikası devam ettikçe, bu zulümler devam edecektir. Ve herkesin emperyalisti, zalimi ve celladı ayrı ayrı olur. Ümmet olarak emperyalistlere başkaldırıp Müslüman kardeşlerimize sahip çıkmak, bir hayal olarak kalacaktır. Bu anlamda, ciddi bir mesafe kat edebilmek için temel vizyon ve politikalarımızı ümmet mefkuresi zeminine oturtmalıyız.