• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Evet, tek kelime ile Doğu Guta`da insanlık ölüyor. Müslümanlar, Guta ile sınanmaktadır. Birkaç gün içerisinde yüzlerce sivil katledildi ve hala katledilmeye devam edilmektedir. Savaşa taraf olmayan ve tek suçları savaşın yaşandığı bir coğrafyada olmak olan masum insanlar, bombalarla tonlarca enkaz altında kalmaktadır. Bu masumların cesetleri ile beraber; iman, insanlık ve vicdan da enkaza gömülmektedir. Çoğu zaman, aileler tamamen yok olmaktadır. Katledilenlerin büyük bir kısmı ise çocuklardır. Basına yansıyan fotoğraflar, bu vahşetin sadece küçük bir resmi olduğu halde, yürekler paramparça olmaktadır. Yan yana dizilen çocuk naaşları, bizi insanlığımızdan utandırmaktadır. Kirli siyasi hesaplar arasında bu masumların hayattan koparılması küçük bir ayrıntı olarak görülmektedir. Esed rejimi ve müttefiki zalimler, burayı bombalarken ve masum kanı ile guslederken, son derece ilginç gerekçeler ileri sürmektedirler. Öne sürdükleri gerekçeler, hiçbir suretle bu masumların katlini meşru kılmadığı gibi, kendi acizliklerinin adeta bir tescili gibidir. Muhalifleri etkisiz hale getirme ve siyasi rakiplerini tasfiye etme uğrunda her şeyi meşru görmektedirler. Hatta bu savaş ile hiçbir alakası olmayan kadın ve çocuklar bile hiçbir hassasiyet gösterilmeden katledilmektedirler. Bilinmelidir ki, insanlık ve adaletin enkaz altında kaldığı ve masumların öldürüldüğü, İslam beldelerinin harabeye çevrildiği bir savaşın galibi yoktur. İnsanlığın öldüğü yerde kazanan yoktur. Enkaza dönmüş ve enkazı altında maddi ve manevi değerlerimizin yok olduğu şehirleri ele geçirmek pek bir şey ifade etmez.

Şu an Doğu Guta`da yaklaşık olarak 400 bin insan kuşatma altındadır. Yıllardır süren kuşatmanın yanı sıra, gittikçe artan bombardıman her gün onlarca insanı hayattan koparmaktadır. Burada ciddi bir kriz vardır. Derhal ateşkesin ilan edilmemesi ve insani yardım koridorunun oluşturulmaması durumunda kitlesel ölümler meydana gelebilir. Bu krizin hafifletilmesi için bir yaşam koridoru açılmalı ve çatışan taraflardan hiç birisi bu koridora müdahalede bulunmamalıdır. Böyle bir hayati adımın uygulanabilmesi için de ciddi bir irade ortaya konulmalıdır. Başta hava saldırıları olmak üzere, tüm saldırılar durdurulmalıdır. Astana`da sözde gerginliği azaltma bölgeleri olarak ilan edilen yerlerin arasında Doğu Guta`da bulunuyordu. Ama bu karardan sonra, Doğu Guta`nın biraz rahat bir nefes alması beklenirken, şartlar daha da ağırlaştı. Özellikle son bir haftadır, vahşet ve yıkım aldı başını gidiyor. Hastaneler, sağlık merkezleri gibi yerler hava saldırılarında özellikle hedef alınıyor. Sadece son bir hafta içerisinde birçok sağlık merkezi ve hastane hava saldırılarında kullanılamaz hale geldi.

Uluslararası İnsani Yardım Örgütü Basın Sözcüsü Paul Donohoe, "Doğu Halep'te yaşananların tekrarlanması en büyük korkumuz. Doğu Halep'in alınması için ordunun ilerleyişi, bombardımanlar ve kıtlık dünyayı haklı olarak şoke etmişti. Şu anda da bunun başlamasını görmekten endişe duyuyoruz." dedi. Yine BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Doğu Guta'da davam eden çatışmalar nedeniyle 400 bin sivilin ''yeryüzünde cehennemi yaşadığını'' belirterek bütün askeri faaliyetlerin durdurulması çağrısı yaptı. BM Güvenlik Konseyinin Suriye'deki krize siyasi çözüm bulma sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini dile getiren Guterres, ''Doğu Guta bekleyemez. Bütün askeri faaliyetlerin durması ve insani yardımlara ve tıbbi tahliyelere izin verilmesi çağrısı yapıyorum.'' dedi.

Gönül isterdi ki; bu çağrılar, bölgenin etkin aktörlerinden gelsin ve İslam ümmeti içerisinde önemli aktörler konumunda olan ülkelerin bu hususta irade, çaba ve çağrıları söz konusu olsaydı.