Filistin’de zilzal
Ya Rabbi! “Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki Peygamber ve yanındakiler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır” Bakara(214) diye buyuruyorsun Kur’an-ı Kerim’de. Sarsılmışlardı anlamında “Zulzilu” kelimesi geçiyor ayeti kerimede.
Ya Rabbi! Geçen gün El-Cezire’yi dinliyordum. Mülteci kampına 6 ton bomba atılmış, yüzlerce Filistinli şehid olmuştu. Muhabir 30 evin yıkıldığı bir noktadan gözyaşları içinde olanları anlatıyordu. Eliyle enkazı eşeleyen, ağlayan bir Filistinliye ne yaptığını soruyordu. “Enkaz altındaki dört çocuğumu arıyorum” diyordu. Muhabir olayın nasıl olduğunu soruyordu. O: “Tek kelimeyle anlatayım, ZİLZAL, ZİLZAL WALLAHİ ZİLZAL” diyordu. Ayeti kerimede ZULZİLU diye buyuruyorsun Ya Rabbel alemiyn. İşte Filistinli kulların artık kitabında bahsettiğin şekilde sarsılıyorlar. ZELZELU oluyorlar. Şimdiye kadar Gazze’ye 20 bin tonu aşkın bomba atılmış. Bu bombalar Hiroşima’ya atılan atom bombasının iki katıymış. Ya Rabbi! Bizden öncekiler de ancak bu kadar sarsılmışlardı. Filistinliler zilzalin, sarsılmanın âlâsını yaşıyorlar. Acil yardım alamıyorlar, ambulanslar vuruluyor. Her türlü vahşet sergileniyor. Acilen yardımını gönder de savaşın seyrini değiştir Allah’ım!
Ya Rabbi! Bizden öncekilerin “Öylesine yoksulluk ve sıkıntı çektiklerini, öylesine sarsıldıklarını öyle ki peygamber ve beraberindekilerin: “Allah’ın yardımı ne zaman?” dedikleri haller yaşadıklarını bize haber veriyorsun.
Ya Rabbi! Filistin’de neredeyse bütün fırınlar vuruldu. Su yok, elektrik yok, ulaşım yok. Filistinliler geçmiş milletlerin yoksulluğunu belki de daha fazlasını da yaşıyorlar. Onlar da artık: “Allah’ın yardımı ne zaman” diye feryat ediyorlar. İşin garantisini veriyor ve: “Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır” diye buyuruyorsun. Bu yakınlık bizim bildiğimiz yakınlık olsun ya Rab!
Ya Rabbi! Gördüklerimiz ve şahit olduklarımıza dayanarak: Bizden öncekiler de ancak bu kadarını görmüşlerdi, diyoruz. Artık onlar da bizler de “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyoruz. Hz. Musa’nın yalnızlığına terk edilen bu mazlumlara, dar imkânlarla senin için savaşan bu kullarına Bedir’in meleklerini göndererek yardım et. Onları meleklerinle güçlendir.
Ya Rabbi! Yine “İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün” diye buyuruyorsun. İman edenlerin düşmanı senin de düşmanlarındır. Merhametsizlikte son noktadadırlar. Kahhar sıfatını onların üzerinde tecelli ettir! Onlara karşı merhametsiz ol! Fatiha Suresi’nde mağdub diye nitelendirdiğin siyonistlere gazabını indir! Düşmanlarına karşı dostlarına görünmeyen güçlerinle yardım et! Bu dünyada da yandıklarını bize göster!
Ya Rabbi! “Nice az birlik vardır ki, Allah’ın izniyle sayıca çok birliği yenmişlerdir” ayetini tecelli ettir. Tarihimize Bedir’in Aslanları gibi Gazze’nin Aslanları tamlamasını da geçir!
Ya Rabbi! Yine Al-i İmran 126’ıncı ayette: “Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur” buyurduğun gibi gücünü göster!
Ya Rabbi! Bizler de Kur’an-ı Kerim’de bahsettiğin Müslümanlıktan fersah fersah uzaktayız. Sıratul-mustaqimdan sapmışız, bizleri de doğru yola ilet! Dualarını kabul ettiğin kullarından eyle! Bizi affet! Bize merhamet et!